Ebu Saidi’l-Hudri radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam hasta yatmakta iken yanına girdim. Elimi üzerine koydum, hararetini, yorganın üstünden elimin altında hissettim. “Ey Allah’ın Resülü! Hararetiniz çok fazla!” dedim. “Biz (peygamberler) böyleyiz. Belalar bize katmerli gelir, buna mukabil ücretleri de katmerli verilir” buyurdular. “Ey Allah’ın Resülü! Hangi insanlar en çok bela çekerler?” dedim. “Peygamberler!” buyurdular. […]
BELAYA SABIR
(Hadis-i Şerif [7174])
Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Uhud (savaşı) gününde Resûlullah aleyhissalatu vesselam’ın bir dişi kırıldı ve başından yaralandı. Kan yüzüne akmaya başladı. Yüzündeki kanı hem siliyor hem de: “Kendilerini AIlah’a çağıran peygamberlerinin yüzünü kana boyayan bir kavim nasıl ıslah olur?” diyordu. Allah Teala hazretleri (sanki bu sözleri tevekküle uygun bulmayarak) şu ayeti inzal buyurdu: “Kullarımın tedbir […]
(Hadis-i Şerif [7175])
Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Bir gün Hz. Cibril aleyhisselam, Resûlullah aleyhissalatu vesselam’ın yanına geldi. O sırada Resûlullah üzgün vaziyette oturuyordu. Sebebiyse Mekkelilerden biri vurup yaralamıştı, mübarek vücutları kana boyanmıştı. Hz. Cebrail: “Neyin var (niye üzgünsün)?” diye sordu. Aleyhissalatu vesselam: “Şunlar bana yaptıklarını yaptılar!” dedi. Cibril: “Diler misin sana bir mucize göstereyim?” dedi. Resûlullah: “Evet […]
(Hadis-i Şerif [7176])
Übey İbnu Ka’b radıyallahu anh’ın anlattığına göre: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam Mi’rac gecesinde çok hoş bir koku hissetti. “Ey Cibril bu güzel koku nedir?” diye sordu. O da anlattı: “Bu maşıta (berber) kadının, iki oğlunun ve kocasının kabirlerinin kokusudur. Bunların hikayesi şöyledir: Hızır aleyhisselam, Beni İsrail’in ileri gelenlerinden biriydi. Onun yol güzergahında manastırda oturan bir rahib […]
(Hadis-i Şerif [7177])
Ebu’d-Derda radıyallahu anh anlatıyor: “Halilim Aleyhissalatu vesselam bana şu vasiyette bulundu: “Hiçbir şeyi Allah’a ortak kılma, hatta param parça edilsen, ateşlerde yakılsan da; bile bile hiçbir namazını terketme; kim namazı bile bile terkederse ondan Allah’ın zimmeti (garantisi) kalkar; içki içme, çünkü o, bütün kötülüklerin anahtarıdır.”