İmam Malik (ra)’e ulaştığına göre, Hz. Peygamber (sav), satışı ve selefi yasaklamıştır.
İmam Malik bunu şöyle açıklar: “Bu, bir kimsenin diğerine şöyle demesidir: “Senin malını şu şu fiyata alıyorum ancak bir şartla sen de benden şunu ve şunu selef suretiyle satın alacaksın”. Bu çeşit bir muamele caiz değildir.”
Selef kelimesi iki manada kullanılmaktadır:
1- Selem, yani parayı peşin vererek malın bilahare alınması: Tarladan çıkacak buğdaydan şu kadar miktarına şimdiden şu kadar para alarak satmak.
2- Selef bir de karz, yani herhangi bir menfaat beklenmeden borç para vermek manasına gelir.
Resulullah (aleyhissalatu vesselam) karzla (veya selemle), satışın birleşmesini yasaklamıştır. Bu çeşit satışta bir malın normal değerinden daha yükseğe satılması olduğu gibi karzın, malı satmaya teşvik maksadını gütmesi, dolayısıyla bir menfaat mukabili yapılmış olması da söz konusudur. Halbuki karz, karşılıksız olmalıdır; aksi takdirde faiz olur ve haramdır.
Şöyle ki; bir adam mesela düğün için kumaş alacak; fakat parası yok. Kumaşı satın alacağı tüccardan karz suretiyle yani borçlanarak para alıyor, bu parayı aynı tüccara kumaş karşılığı ödüyor.
Hadisi bazı alimler şu şekilde anlamıştır: Kumaşı alan zat, tüccardan peşin para alarak, karşılığında selem suretiyle, yani tarladan çıkacağı zaman vermek suretiyle buğday satıyor. Peşin aldığı parayı, o tüccardan satın aldığı kumaş için ödüyor. İşte bu çeşit bir muamelede hem satış hem selem birleşmiş olmaktadır. Resulullah (aleyhissalatu vesselam), bu tarzı yasaklamaktadır.