(Hadis-i Şerif [5832])

Yine Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Ramazan girip çıktığı halde günahları affedilmemiş olan insanın burnu sürtülsün. Anne ve babasına veya bunlardan birine yetişip de onlar sayesinde cennete girmeyen kimsenin de burnu sürtülsün. Ben yanında zikredildiğim zaman bana salat okumayan kimsenin de burnu sürtülsün!”

Devamını Oku

(Hadis-i Şerif [5833])

Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Bir adam: “Ey Allah’ın Resûlü babam nerededir?” diye sormuştu. “Cehennemde!” buyurdular. Adam (gitmek üzere) geri dönünce, Aleyhissalatu vesselam adamı çağırdı ve: “Muhakkak ki, benim babam da senin baban da ateşteler!” buyurdu.”

Devamını Oku

(Hadis-i Şerif [5834])

Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “İsa aleyhisselam hırsızlık yapan bir adam görmüştü: “Hırsızlık mı yaptın?” dedi. Adam: “Asla! Kendisinden başka ilah olmayan Zat’a yemin olsun” diye cevap verince Hz. İsa: “Allah’a inandım, gözlerimi tekzib ettim!” dedi.”

Devamını Oku

(Hadis-i Şerif [5835])

İmam Malik anlatıyor: “Bana ulaştığına göre, bir adam İbnu’z-Zübeyr radıyallahu anhüma’ya şöyle yazdı: “Haberiniz olsun: Takva ehlinin birkısım alametleri vardır ki, bunlar sayesinde kendileri bilinebilir, onlar da bunları bilirler: Şöyle ki müttaki: – (İhtilaf halinde) verilen hükme razı olur, – Nimetlere şükreder, – Belaya sabreder, – Dilinden doğru çıkar, – Kur’an’ın ahkamını kendine yol yapar. […]

Devamını Oku

(Hadis-i Şerif [5827])

Hz. Huzeyfe radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Sakın sizden kimse kararsız olup da: “Ben insanlarla beraberim, eğer insanlar iyilik yaparsa ben de iyilik yaparım, kötülük yaparsa ben de kötülük yaparım” demesin. Aksine, nefsinizi sabit tutun, halk iyilik yaptımı siz de iyilik yapın, kötülük yaparsa zulme yer vermeyin.”

Devamını Oku

(Hadis-i Şerif [5828])

Huzeyfe radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Bir mü’minin nefsini alçaltıp zelil kılması muvafık değildir.” Orada bulunanlar: “Kişi nefsini nasıl zelil kılare?” dediler. “Takat getiremeyeceği belaya karşı kendini ileri sürer!” buyurdular.”

Devamını Oku

(Hadis-i Şerif [5829])

Hz. Muaviye radıyallahu anh’ın anlattığına göre, Hz. Aişe radıyallahu anha’ya: “Bana bir mektupla vasiyetini yaz, fakat çok şey yazma!” diye bir mektup yolladı. Hz. Aişe de cevaben şöyle yazdı: “Selam üzerine olsun! Emma ba’d: Ben Resûlullah aleyhissalatu vesselam’ın: “Kim halkın öfkesini dinlemeden Allah’ın rızasını ararsa insanların sıkıntısına karşı Allah kifayet eder. Kim de Allah’ın öfkesini […]

Devamını Oku

(Hadis-i Şerif [5830])

Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Mü’min saftır, kerimdir. Facir, hilekardır, leimdir (alçaktır).”

Devamını Oku

(Hadis-i Şerif [5831])

Yine Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Mü’min, bir (yılanın) deliğinden iki defa sokulmaz.”

Devamını Oku

(Hadis-i Şerif [5800])

İbnu Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: “Ben Resûlullah aleyhissalatu vesselam’ın terkisinde idim. Bana şu nasihatta bulundu: “Yavrum! Allah’a karşı (emir ve yasaklarına uyarak edebini) koru, Allah da seni (dünya ve ahirette) korusun! Allah’ı(n üzerindeki hukukunu) koru ki O’nu karşında (dünya ve ahiretin fenalıklarına karşı hami) bulasın -veya önünde demişti: Bollukta Allah’ı tanı ki, darlıkta da O, […]

Devamını Oku