Ebü’l-Minhal Seyyar İbnu Selame (rahimehullah) anlatıyor: “Ben ve babam birlikte Ebu Berze el-Eslemi (radıyallahu anh)’nin yanına girdik. Babam ona: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) farz namazları nasıl kılardı?” diye sordu. Şu cevabı verdi: “Efendimiz sizin “el-Evvel” dediğiniz öğle namazını güneş (tepe noktasından) batıya kayınca kılardı. Birimiz ikindiyi kılınca, Medine’nin en uzak yerindeki evine dönerdi de güneş hala […]
NAMAZ VAKİTLERİ
(Hadis-i Şerif [2349])
Muhammed ibnu Amr İbni’l-Hasen İbni Ali İbnu Ebi Talib (radıyallahu anh) anlatıyor: “Haccac, Medine’ye geldiğinde namazı mütad vaktinden tehir ediyordu. Bunun üzerine Cabir İbnu Abdillah (radıyallahu anh)’a (namazların vakti hakkında) sorduk. Bize şu açıklamayı yaptı: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) öğleyi hararetin şiddetli olduğu zamanda (hacire vaktinde) kılardı. İkindiyi de güneş parlakken kılardı. Akşamı, güneş batınca; yatsıyı […]
(Hadis-i Şerif [2350])
Nesai‘nin Enes (radıyallahu anh)’ten yaptığı rivayette şöyle denmiştir: “Sabahı, göz(ün görme ufku) genişleyinceye kadar kılardı.”
(Hadis-i Şerif [2335])
Hz. Ebu Mûsa (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)’a bir zat gelerek namaz vakitlerini sordu. Efendimiz ona hiçbir cevap vermedi.” (Sabah vaktinde) şafak sökünce, henüz kimse kimseyi tanıyamayacak kadar ortalık karanlık iken Bilal’e emretti, sabah ezanını okudu. Sonra, güneş tam tepe noktasından batıya dönme (zeval) anında yine Bilal’e emretti, öğle ezanını okudu. Bu vakit için, […]
(Hadis-i Şerif [2336])
Bir rivayette de şöyle gelmiştir: Akşamı, ikinci günde, ufuktaki aydınlığın kaybolmasından önce kıldı. Sonra yatsıyı, gecenin ilk üçte birine kadar tehir etti. Sonra sabah oldu ve soru sahibini çağırdı: “İşte namazın vakti bu iki hudud arasındadır” buyurdu.
(Hadis-i Şerif [2337])
Ebu Davud‘un bir rivayetinde şöyle denmiştir: “Sabah namazını kişi arkadaşının yüzünü tanıyamayacak -veya kişi yanındakini tanımayacak- kadar (ortalığın karanlık olduğu) bir anda kıldı. Sonra ikindiyi öylesine tehir etti ki, namazdan çıktığı zaman güneş sararmıştı…” Rivayetin sonunda Ebu Davud der ki: Bu hadisi rivayet edenlerden bazısı şöyle dedi: “sonra yatsıyı gece yarısına kadar tehir ederek kıldı.”