(Hadis-i Şerif [2381])

Yine Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: “Yatsı namazı için ikamet okunmuştu ki bir adam: “Benim bir işim var!” diyerek araya girdi. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) (farzı kıldırmazdan önce) kalktı, adamla hususi şekilde konuşmaya başladı. İnsanlar -veya bir kısmı- uyuyuncaya kadar konuşma uzadı. Namazı sonra kıldılar.”

Devamını Oku

(Hadis-i Şerif [2366])

Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: “Kim sabah namazından bir rek’ati güneş doğmazdan önce kılabilirse, sabah namazına yetişmiş demektir. Kim ikindi namazından bir rek’ati güneş batmadan önce kılabiIirse ikindi namazına yetişmiş demektir.”

Devamını Oku

(Hadis-i Şerif [2382])

Hz. Muaz İbnu Cebel (radıyallahu anh) anlatıyor: “(Bir gece) Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)’ı yatsı namazı için uzun müddet bekledik, ama gecikti. O kadar ki, bazıları (hane-i saadetinden) çıkmayacağı zannına düştü. İçimizden: “Namazını (evinde) kılmıştır” diyen bile oldu. İşte biz bu hal üzere iken Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) çıktı ve kendisine önceden tahminen söylediklerini tekrar ettiler. Bunun üzerine: […]

Devamını Oku

(Hadis-i Şerif [2351])

İbnu Mes’ud (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) öğle namazı kıldığı zaman (gölgenin) miktarı, yazda üç ayaktan beş ayağa kadar idi. Kışta da beş ayaktan yedi ayağa kadardı.”

Devamını Oku

(Hadis-i Şerif [2352])

Hz. Aişe (radıyallahu anha) anlatıyor: “Mü’min kadınlar Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)’la birlikte sabah namazlarını, bürgülerine sarılmış olarak kılarlardı. Sonra, namazlarını kılınca evlerine dönerlerdi de bu esnada karanlıktan dolayı kimse de onları tanıyamazdı.”

Devamını Oku

(Hadis-i Şerif [2353])

Yine Hz. Aişe anlatıyor: “Ben öğle namazını, ne Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) kadar, ne de Ebu Bekr ve Ömer kadar tacil edip geciktirmeyen bir başka insan tanımıyorum.”

Devamını Oku

(Hadis-i Şerif [2338])

Hz. Büreyde (radıyallahu anh) anlatıyor: “Bir adam Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)’a namazların vaktinden sormuştu. Ona: “Şu (önümüzdeki) iki günde namazları bizimle kıl!”buyurdu. (O gün) güneş tam tepe noktasından (batıyor) kayınca ezan için Bilal’e emretti. O da öğle ezanını okudu. Sonra öğle için kamet okumasını emretti. Sonra güneş yüksekte, beyaz parlak iken emretti ve ikindi için kamet […]

Devamını Oku

(Hadis-i Şerif [2354])

Yine Tirmizi‘de Ümmü Seleme (radıyallahu anha)’den kaydedilen bir hadiste denmiştir ki: “Öğleyi tacilde Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) sizden daha titizdi. Siz de ikindiyi tacilde ondan daha titizsiniz.”

Devamını Oku

(Hadis-i Şerif [2339])

İbnu Abbas (radıyallahu anhüma) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: “Cibril (aleyhisselam) bana, Beytullah’ın yanında, iki kere imamlık yaptı. Bunlardan birincide öğleyi, gölge ayakkabı bağı kadarken kıldı. Sonra, ikindiyi her şey gölgesi kadarken kıldı. Sonra akşamı güneş battığı ve oruçlunun orucunu açtığı zaman kıldı. Sonra yatsıyı, ufuktaki aydınlık (şafak) kaybolunca kıldı. Sonra sabahı şafak sökünce […]

Devamını Oku

(Hadis-i Şerif [2355])

Habbab (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)’a (secde edilen) yerin sıcaklığından şikayet ettik, ancak şikayetimizi dinlemedi. Züheyr, Ebu İshak’a: “Şikayetiniz öğle vaktinden miydi?” diye sordu. Öbürü: “Evet!” dedi. Ben: “Vakit girer girmez, (yani ortalık çok sıcakken) kılınmasından mı?” diye sordum. O yine: “Evet!” dedi.”

Devamını Oku