(Hadis-i Şerif [87])

Ebu Musa (radıyallahu anh)’nın rivayetine göre Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) şöyle buyurmuştur: “Emin bir Müslüman mal muhafızı olsa ve vazifesini dürüstlükle yapsa, şöyle ki, kendisine (sadaka vs. nevinden) emredileni gönül hoşluğuyla eksiksiz ve tam olarak yerine verse, sadakayı veren iki kişiden biri olur.” Nesai, hadisin başında şu ziyadeyi kaydetti: “Mü’min kişi, diğer mümine karşı duvar […]

Devamını Oku

(Hadis-i Şerif [88])

Tarık İbnu Şihab anlatıyor: “Bayram hutbesini okuma işini namazdan öne alanın ilki Mervan’dır. O, bu işe tevessül edince cemaatten birisi ayağa kalkarak: “Yanlış iş yapıyorsun, namazın hutbeden önce kılınması gerekir” dedi. Mervan: “Artık o usül terkedildi” diyerek devam etmek istedi. Ebu Saidu’l-Hudri ortaya atılarak: “Bu adam, üzerine düşen vazifesini yaptı. Zira ben Hz. Peygamber (aleyhissalatu […]

Devamını Oku

(Hadis-i Şerif [89])

İbnu Mes’ud (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) şöyle buyurdu: “Benden önce Allah’ın gönderdiği her peygamberin mutlaka ümmetinden havarileri ve arkadaşları olmuştur. Bunlar onun sünnetiyle amel ederler emirlerini de yerine getirirlerdi. Sonra, bu peygamberlerin ardından öylesi kötülükler zuhûr etmişti ki, yapmadıklarını söyleyip, kendilerine emredilmeyeni de yapmışlardır. Kim bu güruhla eliyle mücahede ederse mü’mindir. Kim onunla […]

Devamını Oku

(Hadis-i Şerif [90])

Yine İbnu Mes’ud (radıyallahu anh) anlatıyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: “İsrailoğulları bir kısım günahlar işlemeye başlayınca alimleri onları bu işlerden menettiler. Ancak onlar dinlemediler, vazgeçmediler. Zamanla alimler de onlarla oturmaya, dayanışmaya ve beraber içmeye başladılar. Allah da bunun üzerine, berikinin dalaletini öbürüne katarak, biriyle diğerinin küfrünü artırdı. “Davud’un ve Meryem oğlu İsa’nın diliyle […]

Devamını Oku

(Hadis-i Şerif [91])

Kays İbnu Ebi Hazım anlatıyor: “Hz. Ebu Bekir (radıyallahu anh) Cenab-ı Hakk’a hamd ve senadan sonra buyurdu ki: “Ey insanlar! Sizler şu ayeti okuyor ve fakat yanlış anlıyorsunuz: “Ey iman edenler, siz kendinize bakın. Doğru yolda iseniz sapıtan kimse size zarar veremez” (Maide, 105). Biz Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)’in: “İnsanlar, zalimi görüp elinden tutmazlarsa, Allah’ın, […]

Devamını Oku

(Hadis-i Şerif [92])

Huzeyfe (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: “Nefsimi kudret elinde tutan Zat’a kasem olsun, ya ma’rufu emreder ve münkerden de yasaklarsınız veya Allah’ın katından umumi bir bela göndermesi yakındır. O zaman yalvar yakar olursunuz da duanız kabul edilmez.”

Devamını Oku

(Hadis-i Şerif [93])

İbnu Mes’ud (radıyallahu anh) anlatıyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: “Sizler yardım görecek, ganimetler elde edecek ve birçok memleketleri fethedeceksiniz. Sizden kim bu vakte ererse, Allah’tan çekinsin, ma’rufu emredip, münkerden de nehyetsin. Kim de bile bile bana yalan nisbet ederse, ateşteki yerini hazırlasın.”

Devamını Oku

(Hadis-i Şerif [94])

Urs İbnu Amire el-Kindi (radıyallahu anh) anlatıyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: “Yeryüzünde bir kötülük işlendiği vakit, ona şahid olan bunu takbih ederse (kötü olduğunu te’yid ederse), o kötülüğü görmemiş gibi zararından kurtulur. O kötülüğe şahid olmadığı halde, işittiği zaman memnun kalan kimse, sanki şahid olmuş gibi manen zarar görür.”

Devamını Oku

(Hadis-i Şerif [95])

Ebu Said (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: “Zalim sultanın yanında gerçeği söylemek en büyük cihaddandır.”

Devamını Oku

(Hadis-i Şerif [84])

Huzeyfetu’bnu’l-Yeman (radıyallahu anh) anlatıyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam), bize iki hadis irad buyurmuştu. Ben bunlardan birini gördüm, diğerini de bekliyorum. Buyurmuştu ki: Emanet (din, adalet duyguları) insanların kalplerinin derinliklerine (yaratılışlarında, fıtri meyiller olarak) konmuştur. Sonradan Kur’an-ı Kerim indi. (İnsanlar kalplerine konmuş olan bu fıtri temayüllerin) Kur’an ve hadiste te’yidini buldular. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) bize bu […]

Devamını Oku