Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: “Bir gün Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) Baki’de idi. Kulağına bir ses geldi: “Ey Ebu’l-Kasım!” diyordu. Başını sese doğru çevirdi. Seslenen adam: “Ey Allah’ın Resûlü seni kastedmedim, ben falancayı çağırdım” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): “İsmimi isim olarak koyun, fakat künyemi kendinize künye yapmayın!” buyurdu.
HZ.PEYGAMBER(S.A.S.)’İN İSİM ve KÜNYESİNİ ALMA
(Hadis-i Şerif [135])
Hz. Cabir (radıyallahu anh) anlatıyor: “Bizden birinin bir oğlu oldu. İsmini Kasım koydu. Kendisine: “Sana Ebu’l-Kasım künyesini vermeyiz. Bu künye ile seni şereflendirip memnun etmeyiz” dedi. Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)’e gelerek durumu arzetti. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) bunun üzerine: “Oğlunun adı Abdurrahmandır” dedi. Bir rivayette şu ziyade var: “İsmimi isim olarak koyun, fakat künyemi künye yapmayın. […]
(Hadis-i Şerif [136])
Hz. Aişe (radıyallahu anha) anlatıyor: “Bir kadın gelerek: “Ey Allah’ın Resûlü, ben bir oğlan dünyaya getirdim. Muhammed diye isim, Ebu’l-Kasım diye de künye verdim. Bana, sizin bu durumdan hoşlanmadığınız söylendi, doğru mu?” diye sordu. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam): “İsmimi helal, künyemi haram kılan şey de ne?” veya “Künyemi haram kılıp ismimi helal kılan şey de ne?” […]
(Hadis-i Şerif [137])
Muhammed İbnu’l-Hanife, babasından (Allah her ikisinden de razı olsun) anlatıyor: “Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)’e sordum: “Ey Allah’ın Resûlü, sizden sonra bir oğlum olduğu takdirde, sizin isminizle isimlendirebilir, künyenizle de künyelendirebilir miyim, ne dersiniz?” Bana “Evet” buyurdular.