Hz. Cabir (radıyallahu anh) anlatıyor: “Bizden birinin bir oğlu oldu. İsmini Kasım koydu. Kendisine: “Sana Ebu’l-Kasım künyesini vermeyiz. Bu künye ile seni şereflendirip memnun etmeyiz” dedi. Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)’e gelerek durumu arzetti. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) bunun üzerine: “Oğlunun adı Abdurrahmandır” dedi.

Bir rivayette şu ziyade var: “İsmimi isim olarak koyun, fakat künyemi künye yapmayın. Zira ben Kasım (taksim edici) kılındım. Aranızda taksim ederim.”

Ebu Davud‘un bir rivayetinde şöyle buyrulmuştur: “Kim benim ismimi almışsa, künyem ile künyelenmesin. Kim de künyem ile künyelenmişse, ismimle isimlenmesin.”

Buhari, Edeb 105, 106, 109, Menakıb 20; Müslim, Adab 2, (2133); Ebu Davud, Edeb 74, (4965); Tirmizi, Edeb 68, (2845).
?..