Buhari ve Nesai‘de gelen bir diğer rivayet şöyle: “Bir adam İbnu Ömer (radıyallahu anhüma)’e Haceru’l-Esved’i istilam etme hususunda sormuştu. Şu cevabı aldı: “Ben, Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)’ı, onu hem istilam eder hem de öper gördüm…” Adam tekrar sordu: “Pekala, sıkışacak olsam, bana galebe çalacak olsalar, (ne yapayım İbnu Ömer (radıyallahu anhüma) kızgın bir eda ile: “Sorusu […]
İSTİLÂM
(Hadis-i Şerif [1332])
Kesir İbnu Cemhan anlatıyor: “İbnu Ömer (radıyallahu anhüma)’i, sa’y mahallinde (mes’a) yürürken görüp kendisine: “Koşma mahallinde yürüyor musun?” dedim. Bana: “Koşsaydım, Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)’ı koşuyor görmüşüm demektir. Yürüdüysem Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)’ı yürür gördüm demektir. Şimdi ben yaşlı bir insanım.”
(Hadis-i Şerif [1317])
Amr İbnu Şuayb babası tarikiyle bildiriyor: “Abdullah’la -ki babasıdır- tavafta bulundum. Kabe’nin arka kısmına gelince: “istiazede (sığınmada) bulunmuyor musun?” dedim. “Ateşten Allah’a sığınırım!” dedi ve yürüdü. Haceru’l-Esved’e kadar gelip istilamda bulundu. Rükn ile kapı arasında (Mültez m’de) durarak göğsünü, yüzünü, kollarını ve avuçlarını şöyle yamadı -onları iyice açarak gösterdi- ve sonra: “İşte Resûlullah’ı aynen böyle […]
(Hadis-i Şerif [1333])
Hz. Cabir (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalatu vesselàm Safa’dan indiği zaman normal yürürdü. Ayakları vadinin tabanına değince de koşardı. Koşması vadi tabanının bitimine kadar devam ederdi.”
(Hadis-i Şerif [1318])
Ebü’t-Tufeyl anlatıyor: “Ben Hz. İbnu Abbas ve Hz. Muaviye (radıyallahu anhüma) ile birlikte idim. Muaviye (radıyallahu anh) hazretleri her rükne uğradıkça istilamda bulunuyordu. İbnu Abbas (radıyallahu anhüma) kendisine: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) sadece Haceru’l-Esved ve rüknü’l-Yemani’den başka yeri istilam etmezdi” dedi. Hz. Muaviye şu cevabı verdi: “Beytullah’tan hiçbir şey ihmal edilmez.” İbnu z-Zübeyr bütün rükünlere (köşelere) […]
(Hadis-i Şerif [1334])
Yine Hz. Cabir (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)’ı Mescid-i Haram’dan çıkıp Safa’ya yönelirken: “Allah’ın başladığı ile başlayalım” deyip (sa’ye) Safa’ dan başladığnı gördüm.” Rezin, Ebu Hüreyre (radıyallahu anh)’den naklen şu ilavede bulundu: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam), Safa’ya çıkınca oradan Beytullah’a baktı, ellerini kaldırıp dilediği şekilde Allah’ı zikretmeye koyuldu.”
(Hadis-i Şerif [1319])
Hanzala (İbnu Ebi Süfyan İbni Abdirrahman) (rahimehumullah) anlatıyor: “Tavus merhumu (tavafyaparken) gördüm. Rükne gelince (Haceru’l-Esved) üzerinde izdiham bulursa sıkışıklık yapmaz, geçer giderdi; boş ve müsait bulursa üç sefer öperdi. Sonra şunu söyledi: “Ben İbnu Abbas (radıyallahu anhüma)’ı aynen böyle yaparken gördüm.” İbnu Abbas da: “Hz. Ömer (radıyallahu anh)’i aynen böyle yaparken gördüm” dedi. Hz. Ömer […]
(Hadis-i Şerif [1335])
İbnu Abbas (radıyallahu anhüma) anlatıyor: “Safa ile Merve arasında, vadinin dibinde koşmak sünnet değildir. Burada cahiliye ehli koşar ve şöyle derdi: Batha’yı (vadinin dibini) biz ancak koşarak geçeriz.”
(Hadis-i Şerif [1320])
Urve İbnu’z-Zübeyr (rahimehullah) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) İbnu Avf (radıyallahu anh)’a: “Ey Ebu Muhammed! Rüknü’l-Esved’i nasıl istilam ettin?”diye sordu. “İstilam ettim ve bıraktım!” deyince, Resûlullah (aleyhissalatu vesselam); “Doğru yapmışsın” dedi.”
(Hadis-i Şerif [1336])
Safiyye Bintu Şeybe anlatıyor: “Bir kadın dedi ki: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselaın)’ı, Safa ve Merve tepeleri arasındaki vadinin dibinde “Vadi ancak koşularak katedilir” diyerek yürürken gördüm.”