İbnu Ömer (radıyallahu anhüma) anlatıyor: “Kendisine Hz. Aişe (radıyallahu anha)’nin: “Hıcr’ın bir kısmı Beytullah’tan değildir”dediği haber verilince şunu söyledi: “Allah’a kasem olsun, şayet Aişe bunu Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)’tan işitmiş ise, kanaatım o ki, Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) şu iki rüknün istilamını, bunlar Beyt’in temelleri üzerinde olmadıkları için terketmiş olmalıdır. Keza halk da bu sebeple tavafı Hıcr’ın […]
İSTİLÂM
(Hadis-i Şerif [1337])
Zühri (merhum) anlatıyor: “İbnu Ömer (radıyallahu anhüma)’e sordular: “Sen Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)’ı Safa ile Merve arasında remel yaparken (hızlı koşarken) gördün mü?” “Evet, dedi. İnsanlardan bir cemaatle birlikteydi. Hep birlikte koşuyorlardı. Ben onları onun koşusuyla koşuyor görüyordum.”
(Hadis-i Şerif [1322])
Ubeyd İbnu Umeyr anlatıyor: “İbnu Ömer (radıyallahu anhüma) iki rükne geldiği zaman (öpmek için) bunlar üzerine abanır, sıkışıklık yapardı. Kendisine: “Ey Ebu Abdirrahman, dedim, sen Resûlullah’ın diğer ashabının hiçbirinde görmediğim şekilde bu rükünlere abanıp sıkışıklık yapıyorsun (sebebi nedir)?” Bana şu cevabı verdi: “Ben böyle yapıyorsam, Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)’tan şunu işittiğim içindir: “Bu iki rüknü meshetmek […]
(Hadis-i Şerif [1323])
Abdullah İbnu Abbas (radıyallahu anhüma) demiştir ki: “Mültezem, rükn ile kapı arasıdır.”
(Hadis-i Şerif [1324])
Abdurrahman İbnu Avf (radıyallahu anh) anlatıyor: “Bir adamın şöyle söylediğini işittim: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) Ömer İbnu’l-Hattab (radıyallahu anh)’a: “Ey Ebu Hafs, sende fazla kuvvet var. (Haceru’l-Esved’i öpeceğim diye) zayıfa eziyet vermeyesin. Rüknü boş görürsen yanaşarak istilam et, değilse tekbir getirip geç” dedi. Sonra adam şunu söyledi: “Hz. Ömer (radıyallahu anh)’in bir adama şunu söylediğini işittim: […]
(Hadis-i Şerif [1325])
Nafi’ anlatıyor: “İbnu Ömer (radıyallahu anhüma) her yedide iki rek’at namaz kılardı.”
(Hadis-i Şerif [1326])
Urve (rahimehullah) anlatıyor: “İbnu’z-Zübeyr yedilerin arasını birleştirir ve yürüyüşü hızlandırırdı ve Hz. Aişe (radıyallahu anha)’nin de böyle yaptığını söylerdi. Ancak en sonda her yedi için iki rek’at (tavaf) namazı kılardı.”