(Hadis-i Şerif [1496])

Ka’b İbnu Ucre (radıyallahu anh) anlatıyor: “(Biz Hudeybiye’de iken), Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) yanıma geldi. O sırada ben tenceremin altını yakıyordum. Yüzümde de bitler kaynaşıyordu. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) bana: “Başındaki şu böcekler seni rahàtsız etmiyor mu ?” diye sordu. Ben: “Evet! ediyor!” dedim.. Bana: “Öyleyse traş o1 ve üç gün oruç tut veya altı fakiri, her […]

Devamını Oku

(Hadis-i Şerif [1497])

el-Haccac İbrıu Amr el-Ensari (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)’ın şöyle söylediğini işittim: “Kimin (bir bacağı) kırılır veya sakatlanırsa ihramdan çıkar (ve memleketine döner ve müteakip sene yeniden hacc yapar. “

Devamını Oku

(Hadis-i Şerif [1498])

Ebu Esma Mevla Abdillah İbni Ca’fer (rahimehullah)’in anlatığına göre: “Efendisi Abdullah İbnu Ca’fer’le beraber Medine’den çıktılar. Sükya’da hasta olan Hüseyin İbnu Ali (radıyallahu anhüma)’ye uğradılar, Abdullah İbnu Ga’fer, Hz. Hüseyin’le ilgilenmek için yanında kaldı. Haccın fevte uğramasından (o sene kaçırmaktan) korkarak Medine’de mukim Hz. Ali ve (zevcesi) Esma Bintu Umeys (radıyallahu anhüma)’e haber gönderdi, bunlar […]

Devamını Oku

(Hadis-i Şerif [1499])

Amr İbnu Said en-Nehai (rahimehullah)’nin anlattığına göre: “(Umre yapmak üzere ihrama girdikten sonra) Zatu’ş-Şukûk denen yere varınca orada kendisini yılan sokar. Arkadaşları, bu meseleyi sorabilecekleri bir kimseyle karşılaşmak üzere, (herkesin gelip geçtiği ana) yola çıkarlar. Derken İbnu Mes’ud (radıyallahu anh) karşılarına çıkar. Onlara şu fetvayı verir: “Hemen bir hedy (kurbanlık) veya onun değeri miktarınca nakit […]

Devamını Oku