Amr İbnu Şuayb, an ebihi an ceddihi tarikinden anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)’a bir kadın, beraberinde bir kızı olduğu halde geldi. Kızın elinde, altından kalın iki bilezik vardı. “Bunların zekatını verdin mi?” diye (Resûlullah aleyhissalatu vesselam) kadına sordu. Kadın: “Hayır!” diye cevap verdi. Resûlullah: “Kıyamet günü Allah’ın, onları sana ateşten iki bilezik yapması seni memnun eder […]
ZİNETLERİN ZEKÂTI
(Hadis-i Şerif [1998])
Ata (rahimehullah) der ki: “Bana ulaştı ki, Ümmü Seleme (radıyallahu anha) şöyle demiştir: “Ben altından zinetler takınıyordum. Bir gün: “Ey Allah’ın Resülü! Bu, (Kur’àn’da yasaklanan) kenz sayılır mı?” diye sordum. Bana şöyle cevap verdi: “Zekatı verilecek miktara ulaşan şeyin zekatı verilirse kenz sayılmaz.”
(Hadis-i Şerif [1999])
Kasım İbnu Muhammed anlatıyor: “Hz. Aişe (radıyallahu anha) kardeşi Muhammed’in yetim kızlarını terbiyesine almış, onları hacr devrelerinde himaye ediyordu. Kızların (kendi mülkleri olan) zinetleri vardı. Hz. Aişe bu zinetler için zekat vermiyordu.”
(Hadis-i Şerif [2000])
Nafi, İbnu Ömer (radıyallahu anhüma)’den anlatıyor: “İbnu Ömer, kızlarını ve cariyelerini altınla tezyin eder, fakat bu zinetler için zekat vermezdi.”