Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Günahlarınız semaya ulaşacak kadar çok bile olsa, arkadan tevbe etmişseniz, günahınız mutlaka affedilir.”
tevbe
(Hadis-i Şerif [7271])
Ebu Said radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Allah, kulunun tevbesine şu adamın sevinmesinden daha çok sevinir (yani razı olur): Adam yolculuk halindedir. Bir susuz çölde bindiği devesini kaybetmiştir, onu aramaya koyulur. Sonunda aramaları adamı cidden yorup aciz bırakınca (susuzluk ve sıcaktan olduğu yerde ölmek üzere, yere yatar), elbisesini başına çekip örtünür. İşte […]
(Hadis-i Şerif [7272])
Abdullah İbnu Mes’ud radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Günahtan tevbe eden, bir günah işlememiş gibidir.”
(Hadis-i Şerif [7273])
İbnu Makıl anlatıyor: “Babamla birlikte Abdullah İbnu Mes’ud radıyallahu anh’ın yanına girdim. Bu ziyaret sırasında o: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam’ın “pişmanlık tevbedir” dediğini nakletti. Babam: “Aleyhissalatu vesselam’dan bunu bizzat işittin mi?’ diye sordu. Abdullah: “Evet!” dedi.”
(Hadis-i Şerif [7274])
Abdullah İbnu Amr radıyallahu anh arılatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Allah Teala hazretleri, kulun tevbesini, can boğaza gelmedikçe kabul eder.”
(Hadis-i Şerif [926])
Haris İbnu Süveyd anlatıyor: “Abdullah İbnu Mes’ud (radıyallahu anh) bize iki hadis rivayet etti. Bunlardan biri Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)’ dendi, diğeri de kendisinden. Dedi ki: “Mü’min günahını şöyle görür: “O, sanki üzerine her an düşme tehlikesi olan bir dağın dibinde oturmaktadır. Dağ düşer mi diye korkar durur. Facir ise, günahı burnunun üzerinden geçen bir […]
(Hadis-i Şerif [927])
Zirrü’bnü Hubeyş anlatıyor: “Saffan İbnu Assal el-Muradi (radıyallahu anh) bize, Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)’ın şöyle söylediğ’ini rivayet etti: “Mağrib cihetinde bir kapı vardır. Bu kapının genişliği -veya bunun genişliği binekli bir kimsenin yürüyüşüyle- kırk veya yetmiş senedir. Allah o kapıyı arz ve semaları yarattığı gün yarattı. İşte bu kapı, güneş batıdan doğuncaya kadar tevbe için açıktır. […]
(Hadis-i Şerif [928])
Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: “Kim güneş batıdan doğmazdan evvel tevbe ederse Allah tevbesini kabul eder.”
(Hadis-i Şerif [929])
İbnu Ömer (radıyallahu anhüma) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: “Son nefesini vermedikçe Allah, kulun tevbesini kabul eder.”
(Hadis-i Şerif [930])
Ebu Musa (radıyallahu anh) anlatıyor: Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: “Aziz ve Celil olan Allah, gündüz günah işleyenlerin tevbesini kabul etmek için geceleyin elini açar. Gece günah işleyenlerin tevbesini kabul etmek için de gündüz elini açar, bu hal, güneş batıdan doğuncaya kadar devam edecektir. Burada “el”, Allah’ın ihsan ve fazlından kinayedir.