Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: “Ümmetime verilen ücretler bana arzedildi. Bunlar arasında bir kimsenin mescidden kaldırıp attığı bir çöp için verilmiş olanı da vardı. Keza ümmetimin işlediği günahlar da bana arzedildi. Bunlar arasında, bir kimsenin lütf-i İlahi olarak öğrenip de sonradan unuttuğu bir sûre veya ayet sebebiyle kazandığından daha büyüğünü […]
KUR’ÂN’IN FAZİLETİNE DAİR
(Hadis-i Şerif [417])
Buhari‘nin bir rivayetinde Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) şöyle buyurmaktadır: “Kur’an’ı teganni etmeyen bizden değildir.” (Sahabeden biri, bununla) açıktan okumayı kastediyor demiştir.” Teganni: “kıraatın hüzünlü ve dokunaklı kılınmasıdır.”
(Hadis-i Şerif [433])
İmran İbnu Husayn (radıyallahu anhüma)’ın anlattığına göre, İmran, Kur’an okuyan, arkasından da buna mukabil halktan dünyalık taleb eden birisine rastlamıştı. “İnna lillahi ve inna ileyhi raci’un, deyip arkasından şu açıklamayı yaptı: “Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)’in şöyle söylediğini işittim: “Kim Kur’an okursa (isteyeceğini) Allah’tan istesin. Zira bir takım insanlar zuhur edecek, onlar Kur’an okuyup, okudukları mukabilinde […]
(Hadis-i Şerif [418])
Ebû Umame (radıyallahu anh) anlatıyor: “Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)’in şöyle söylediğini işittim: “Allah, geceleyin Kur’an okuyan bir kula kulak verdiği kadar hiçbir şeye kulak verip dinlemez. Allah’ın rahmeti namazda olduğu müddetçe kulun başı üstüne saçılır. Kullar, ondan çıktığı andaki kadar hiçbir zaman Allah’a yaklaşmış olmaz.” Ebu’n Nadr der ki: “Ondan” tabiriyle “Kur’an’dan” denmek istenmiştir.”
(Hadis-i Şerif [434])
Süheyb (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: “Kur’an’ın haram kıldığı şeyleri helal addeden kimse Kur’an’a inanmamıştır.”
(Hadis-i Şerif [419])
Ukbe İbnu Amir (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)’ı dinledim şöyle diyordu: “Kur’an’ı cehren (açıktan) okuyan, sadakayı açıktan veren gibidir. Kur’an’ı gizlice okuyan, sadakayı gizlice veren gibidir.”
(Hadis-i Şerif [435])
İbnu Ömer (radıyallahu anhüma) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) düşman arazisine Kur’an-ı Kerim’le birlikte askeri seferi yasakladı.”
(Hadis-i Şerif [420])
İbnu Abbas (radıyallahu anhüma) anlatıyor: “Bir adam: “Ey Allah’ın Resûlü, Allah’a hangi amel daha sevimlidir?” diye sordu. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam): “Yolculuğu bitirince tekrar yola başlıyan” cevabını verdi. “Yolculuğu bitirip tekrar başlamak nedir?” diye ikinci sefer sorunca: “Kur’an’ı başından sonuna okur, bitirdikçe yeniden başlar” cevabını verdi.”
(Hadis-i Şerif [421])
Ebu Said (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: “Aziz ve celil olan Allah diyor ki: “Kim, Kur’an-ı Kerim’i okuma meşguliyeti sebebiyle benden istemekten geri kalırsa, ben ona, isteyenlere verdiğimden fazlasını veririm.”
(Hadis-i Şerif [422])
Sehl İbnu Muaz el-Cuheni (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: “Kim Kur’an’ı okur ve onunla amel ederse, kıyamet günü babasına bir taç giydirilir. Bu tacın ışığı, güneş dünyadaki herhangi bir evde bulunduğu takdirde onun vereceği ışıktan daha güzeldir. Öyleyse, Kur’an’la bizzat amel edenin ışığı nasıl olacak, düşünebiliyor musunuz?”