(Hadis-i Şerif [516])

Yine İbnu Abbas (radıyallahu anhüma), saliha kadının: “Rabbim, karnımdakini azadlı bir kul olarak sana adadım” (Al-i İmran, 35) sözünü tefsir sadedinde şöyle der: “Yani sırf mescide hizmet etmesi için.”

Devamını Oku

(Hadis-i Şerif [532])

İbnu Abbas (radıyallahu anhüma): “İster, amelce iyi, müttaki, isterse amelce kötü, facir kişi olsun, ölüm herkes hakkında hayırlıdır” buyurduktan sonra şu ayeti okudu: “İnkar edenler, kendilerine vermiş olduğumuz muhletin sakın kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Biz onlara ancak, günahları çoğalsın diye mühlet veriyoruz. Alçaltıcı azab onlaradır, (Al-i İmran, 178). Sonra da şu ayeti okudu: “Fakat […]

Devamını Oku

(Hadis-i Şerif [517])

Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular: “Yeni doğan her insan yavrusuna, doğduğu anda şeytan mutlaka bir dürter. Yavru, onun dürtmesi (nin verdiği rahatsızlık) sebebiyle bağırarak ağlar. Hazret-i Meryem ve onun oğlu İsa bundan hariçtir.” Ebu Hüreyre sözüne devamla: “İsterseniz şu ayeti de okuyun dedi: “Meryem: “…Ben onu da soyunu da kovulmuş şeytandan […]

Devamını Oku

(Hadis-i Şerif [533])

Ümmü Seleme (radıyallahu anha) anlatıyor: “Ey Allah’ın Resûlü, Allahu Teala’nın kadınları hicretle ilgili olarak zikrettiğini hiç işitmiyorum, niçin? diye sordum. Bu sorum üzerine şu ayet indi: “Rableri dualarını kabul etti: Bir birinizden meydana gelen sizlerden, erkek olsun, kadın olsun iş yapanın işini boşa çıkarmam. Hicret edenlerin, memleketlerinden çıkanların, yolumda ezaya uğratılanların, savaşan ve öldürülenlerin günahlarını […]

Devamını Oku

(Hadis-i Şerif [518])

İbnu Abbas (radıyallahu anhüma): “Meryem’i hangisi himayesine alacak diye (kura çekmek üzere) kalemlerini atarken sen yanlarında değildin” (Al-i İmran, 44) ayetiyle ilgili olarak buyurdu ki: “Kur’a çekmek üzere kalemlerini (suya) attılar. Kalemler akıntıyla beraber gitti. Sadece Zekeriya’nın kalemi suyun üstüne çıktı.”

Devamını Oku

(Hadis-i Şerif [519])

Yine İbnu Abbas (radıyallahu anhüma), “Ey İsa, şüphesiz ki seni vefat ettirecek olan (onlar değil) benim” ayetindeki (Al-i İmran 55) seni vefat ettirecek olan (müteveffike) ibaresini “seni öldürecek olan” diye açıklanmıştır.

Devamını Oku

(Hadis-i Şerif [520])

Yine İbnu Abbas (radıyallahu anhüma) anlatıyor: “Ensar’dan bir zat Müslüman olmuştu, sonratekrar irtidat edip müşriklerin yanına gitti. Bilahere yaptığından pişman olup, kabilesine: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)’a sorun, benim için tevbe imkanı var mı?” diye haber saldı. Kavmi de Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)’a gelerek: “Onun için tevbe etme şansı var mı?” diye sordular. Bunun üzerine şu ayet indi: […]

Devamını Oku

(Hadis-i Şerif [521])

Behz İbnu Hakim babası ve ceddi tarikiyle anlattığına göre, Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)’ın “Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı bir ümmetsiniz” (Al-i İmran, 110) ayeti hakkında şunu söylediğini işitti: “Siz yetmiş ümmeti yetmişe tamamlayan sonuncu ümmetsiniz. Siz onların en hayırlısı ve Allah yanında en değerli olanısınız.”

Devamını Oku

(Hadis-i Şerif [522])

İbnu Abbas (radıyallahu anhüma): “Rabb’e kul olun (kûnû Rabbaniyyin)” (Al-i İmran, 79) ayetiyle “Hakimler, fakihler olun” denmek istenmiştir” buyurmuştur.

Devamını Oku

(Hadis-i Şerif [523])

Hz. Cabir (radıyallahu anh) anlatıyor: Şu ayet bizim hakkımızda indi: “O zaman içinizden iki zümre za’f göster(mek iste)mişdi. Halbuki onların yardımcısı Allah’tı. Mü’minler ancak Allah’a güvenip dayanmalılar.” (Al-i İmran, 122) Hz. Cabir devamla şu açıklamayı yaptı: “Biz iki zümreydik: Bir zümre Benû Harise, diğeri Benû Seleme. Ayette: “Allah onların yardımcısıdır” dendiği için bu ayet hakkımızda […]

Devamını Oku