Hz. Ebu Hüreyre anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: “Ben sizi terkettikçe siz de beni bırakınız. Zira, sizden öncekileri, suallerinin çokluğu ve peygamberleri üzerindeki ihtilafları helak etmiştir. Öyle ise sizi birşeyden nehiy mi ettim (niçin, neden? diye sormaya kalkmadan) ondan kaçının. Bir şey emrettiğim zaman da onu elinizden geldiğince yapmaya çalışın, (soru sormayın).”
sual
(Hadis-i Şerif [2207])
Sa’d İbnu Ebi Vakkas (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: “Müslümanlar içinde, müslümanlara karşı en büyük cürüm işleyen kimse odur ki, haram kılınmamış olan bir şey hakkında soru sorar da bu suali sebebiyle o şey haram kılınıverir.”
(Hadis-i Şerif [2208])
Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhisssalatu vesselam) buyurdular ki: “İnsanlar sizlere ilimden sormaya devam ederken şunu demeye kadar gelirler: “Anladık, AIIah herşeyin yaratıcısıdır, pekiyi AIIah’ın yaratıcısı kimdir?” Ebu Hüreyre, bir adamın elini tutarak ilave etti: “Allah ve Resülü doğru söyledi. Bana bunu iki kişi sordu; bu, üçüncüsüdür.”
(Hadis-i Şerif [2209])
Ebu Davud‘un diğer bir rivayetinde şöyle der: “Bunu söyledikleri zaman siz: “Allah birdir, Allah sameddir (ne bir yaratıcıya ne de bir başka şeye muhtaç değildir), doğurmadı, doğurulmadı da. O’nun bir dengi de yoktur” deyin, sonra solunuza üç kere tükürüp istiaze ile şeytandan Allah’a sığının.”
(Hadis-i Şerif [2210])
Yine Hz. Ebu Hüreyre anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: “İnsanların şerlileri, ulemaya (birşey öğrenmek için değil), onları yanıltmak için zararlı meselelerden soru soranlardır.”
(Hadis-i Şerif [2211])
Ebu Sa’lebe eI-Huşeni (radıyallahu anh)anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: “Allah bir kısım farzlar koymuştur, siz bunları daraltmayın. Bir kısım da sınırlar (yasaklar) koydu. Bunlara tecavüz etmeyin. Bazı şeyleri de haram kıldı, onlara yaklaşmayın. Bazı şeyleri de (farz, sınır, haram diye tavsifetmeden mutlak) bırakmıştır. Bunları, unutarak bırakmış değildir. Öyle ise onları (farz mı, haram mı.. […]