Ata İbnu Ebi Rabah rahimehullah anlatıyor: “İbnu Abbas (radıyallahu anhüma) bana: “Sana cennet ehlinden bir kadın göstermeyeyim mi?” dedi. Ben de: “Evet göster!” dedim. “İşte dedi, şu siyah kadın var ya, o, Resulullah’a gelip: “Ben saralıyım, (nöbet gelince) üstümü başımı açıyorum, Allah’a benim için dua ediver (hastalıktan kurtulayım)” dedi. Aleyhissalatu vesselam; “Dilersen sabret, sana cennet […]
SABIR
(Hadis-i Şerif [3213])
Ata İbnu Yesar rahimehullah anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: “Kul hastalandığı zaman Allah Teala hazretleri ona iki melek gönderir ve onlara: “Gidin bakın, kulum yardımcılarına ne diyor bir dinleyin!” der. Eğer O kul, melekler geldiği zaman Allah’a hamdediyor ve senalarda bulunuyor ise, onlar bunu, her şeyi en iyi bilmekte olan Allah’a yükseltirler. Allah Teala […]
(Hadis-i Şerif [3214])
Habbab İbnu’l-Eret (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Ka’be’nin gölgesinde‚ bir bürdeye yaslanmış otururken, gelip (müşriklerin yaptıklarından) şikayette bulunduk: “Bize yardım etmiyor musun, bize dua etmiyor musun?” dedik. Şu cevabı verdi: “Sizden. önce öyleleri vardı ki, kişi yakalanıyor, onun için hazırlanan çukura konuyor, sonra getirilen bir testere ile başının ortasından ikiye bölünüyordu. Bazısı vardı, demir […]
(Hadis-i Şerif [3215])
Üsame İbnu Zeyd (radıyallahu anhüma) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam)’ın kızı (Zeyneb), babasına birisini göndererek “Oğlum ölmek üzere, son nefesini verirken yanında hazır ol” diye rica etti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam); adamı geri çevirirken: “Selamımı söyle ve şunu hatırlat: Alan da Allah’tır, veren de Allah’tır. Her şeyin O’nun yanında muayyen bir eceli vardır. Sabretsin ve Allah’ın (sabredenlere […]
(Hadis-i Şerif [3216])
Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: “Ebu Talha’nın bir oğlu hastalandı. Sonunda Ebu Talha evde yokken vefat etti. Çocuğun öldüğünü bilmiyordu. Hanımı, çocuğun öldüğünü görünce, (çocuğun defni için gerekli) hazırlığı yaptı, onu evin bir kenarına koydu. Ebu Talha (akşam olup)eve gelince: “Çocuk nasıl oldu?” diye sordu. Hanımı, “Sükûnete erdi, istirahate kavuşmuş olmasını umarım” (diye yuvarlak bir) […]
(Hadis-i Şerif [3217])
Kasım İbnu Muhammed anlatıyor: “Hanımım vefat etmişti. Bana, Muhammed İbnu Ka’b el-Kurazi, ta’ziye (baş sağlığı dilemek) maksadıyla uğradı. Ve şunu anlattı: “Beni İsrail’de fakih, alim, abid, gayretli bir adam vardı. Onun çok sevdiği karısı vefat etmişti. Onun ölümüne adam çok üzüldü, öyle ki, bir odaya çekilip kapıyı arkadan kapattı, yalnızlığa çekildi, kimse yanına giremedi. Onun […]
(Hadis-i Şerif [3218])
Ebu Musa (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “İşittiği şeyin verdiği ezaya aziz ve celil olan Allah’tan daha sabırlı kimse yoktur. Çünkü O’na şirk koşulur, evladlar nisbet edilir. O, yine de onlara afiyet ve rızık vermeye devam eder.”
(Hadis-i Şerif [3219])
İbnu Mes’ud radıyallahu anh anlatıyor: “Ben, peygamberlerden (aleyhimüsselam) birinin acıklı bir hikayesini anlatmış olan Resulullah aleyhissalatu vesselam’ı şu anda sanki tekrar seyrediyor gibiyim. Demişti ki: “Kavmi ona şiddetle vurup yaralamıştı. O hem akan kanlarını siliyor, hem de: “Allahım, kavmimi mağfiret et, çünkü onlar bilmiyorlar” demişti.”
(Hadis-i Şerif [3220])
Abdurrahman İbnu’l-Kasım anlatıyor: “Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Benim (yokluğumdan hasıl olan) musibet, müslümanları musibetlerinde teselli etmelidir.” Bir başka rivayette şöyle denmiştir: “Kim bir musibete uğrarsa, benim yokluğum sebebiyle maruz kaldığı musibetini hatırlasın. Çünkü bu, en büyük musibettir.”
(Hadis-i Şerif [3221])
Yahya İbnu Vessab, Resulullah aleyhissalatu vesselam’ın Ashabından bir yaşlıdan naklediyor: “Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “İnsanlara karışıp onların ezalarına katlanan müslüman, onlara karışmayıp, ezalarına katlanmayandan hayırlıdır.”