Hz. Cabir (radıyallahu anh) anlatıyor: “Bir bedevi Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)’e gelip: “- Rüyamda başımın kesildiğini, kendimin de onun peşine düştüğünü gördüm” dedi. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) adamı azarlayıp: ” Sakın ha! Şeytanın, rûyanda seninle eğlenmesini kimseye anlatma!” dedi.
TA’BİR EDİLMİŞ RÜYALAR
(Hadis-i Şerif [953])
Ümmü’l-Ala el-Ensariyye (radıyallahu anha) anlatıyor: “- Muharcirler geldiği zaman (kur’a çekildi), bize Osman İbnu Maz’un’un ağırlanması çıktı. (Onu evimize yerleştirdik.) Hemen hastalandı. Tedavisi ile meşgul olduk. (Şifa bulamadı), vefat etti. Osman (radıyallahu anh)’ı rüyamda gördüm, akan bir çeşmesi vardı. Düşümü Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)’e anlattım. Bana: “Bu onun amelidir, onun için akıyor” dedi.
(Hadis-i Şerif [941])
Semüre İbnu Cündeb (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) sık sık: “Sizden bir rüya gören yok mu?” diye sorardı. Görenler de, O’na Allah’ın dilediği kadar anlatırlardı. Bir sabah bize yine sordu: ” Sizden bir rüya gören yok mu ?” Kendisine: “- Bizden kimse bir Şey görmedi!” dediler. Bunun üzerine: ” Ama ben gördüm” dedi ve […]
(Hadis-i Şerif [942])
Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: “Biz öne geçen sonuncularız. Ben uyurken bana arzın hazineleri getirildi. Elime altından iki bilezik kondu. Bunlar benim nazarımda büyüdüler ve beni kederlendirdiler. Bana: “Bunlara üfle” diye vahyedildi. Ben de üfledim, derken uçup gittiler. Ben bunları, çıkacak olan ve aralarında bulunduğum iki yalancı olarak te’vil ettim: […]
(Hadis-i Şerif [943])
Ebu Musa (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: “Rüyamda kendimi Mekke’den, hurma ağaçları bulunan bir beldeye hicret ediyorum gördüm. Ben bunu, hicretimin Yemame’ye veya Hacer’e olacağı şeklinde tahmin etmiştim, meğer Yesrib Şehrine imiş. Bu rüyamda kendimi bir kılıncı sallıyor gördüm, kılıncın başı kopmuştu. Bu, Uhud Savaşı’nda mü’minlerin maruz kaldıkları musibete delalet ediyormuş. Sonra […]
(Hadis-i Şerif [944])
Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: “Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)’in şöyle söylediğini işittim: “Ben bu gece, rü’yamda, kendimi Ukbe İbnu Rafi’in evinde imişim gördüm. Orada bana İbnu Tab denen cinsten taze hurma getirildi. Ben bu rüyayı şöyle te’vil ettim: “Yükselme dünyada bizimdir, ahirette de hayırlı akibet bizimdir, dinimiz de tamamlanmıştır.”
(Hadis-i Şerif [945])
İbnu Ömer (radıyallahu anhüma) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) şöyle demişti: “Ben (rüyamda), saçları karma karışık siyah bir kadının Medine’den çıkıp Mehyea’ya indiğini gördüm. Burası Cuhfe’dir. Ben bunu, Medine’ deki vebanın oraya nakledilmesine yordum.
(Hadis-i Şerif [946])
İbnu Ömer (radıyallahu anhüma) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) zamanında kişi, bir rüya görecek olsa onu aleyhissalatu vesselam efendimize anlatırdı. O sıralarda ben genç, bekar bir delikanlıydım, mescidde yatıp kalkıyordum. Bir gün rüyamda, iki meleğin beni yakalayıp cehennemin kenarına kadar getirdiklerini gördüm. Cehennem kuyu çemberi gibi çemberlenmişti. Keza (kova takılan) kuyu direği gibi iki de direği […]
(Hadis-i Şerif [947])
Abdullah İbnu Ömer (radıyallahu anhüma) bir başka rivayette şöyle demektedir: “Rüyamda, avucumda seraka denen iyi cins ipekten bir parça gördüm, cennette, her nereyi arzu etsem beni oraya uçuruyordu. Bu rüyamı Hafsa (radıyallahu anha)’ya anlattım. O da Resûlullah’a anlatmış. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam): “Kardeşin salih bir kimse” diye yormuş.”
(Hadis-i Şerif [948])
Ebu Bekre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) bir gün: ” Sizden bir rüya gören var mı?” diye sual buyurdular. Cemaatten bir adam: “- Evet ben (şöyle bir rüya gördüm): Sanki gökten inmiş bir terazi vardı. Siz ve Ebu Bekir tartıldınız. Sen, Ebu Bekir’den ağır geldin. Ebu Bekir’le Ömer de tartıldılar. Ebu Bekir ağır geldi. […]