Ebu Berze el-Eslemi radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Kim çocuğunu kaybeden bir anneye ta’ziyede bulunursa cennette ona bir bürde giydirilir.”
TA’ZİYE HAKKINDA
(Hadis-i Şerif [5451])
İbnu Mes’ud radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Kim (bir belaya) maruz olana taziyede bulunursa, ona öbürünün sevabının bir misli verilir.”
(Hadis-i Şerif [5452])
Abdullah İbnu Ca’fer anlatıyor: “Ca’fer’in ölüm haberi geldiği zaman, Resûlullah aleyhissalatu vesselam: “Ca’fer ailesi için yemek yapın! Çünkü onlara, onları meşgul eden (haber) geldi!” buyurdular.”
(Hadis-i Şerif [5453])
Hz. Aişe radıyallahu anha şöyle buyurdular: “Ölünün kemiğini kırmak, onu diri iken kırmak gibidir.” (Hz. Aişe bu sözüyle) günah cihetiyle demek istemiştir.”
(Hadis-i Şerif [5454])
Ebu Katade radıyallahu anh anlatıyor: “Bir cenaze geçirilmişti. Resûlullah aleyhissalatu vesselam: “Hem o istirahata kavuştu, hem de ondan istirahata kavuşuldu!” buyurdular. Bunun üzerine, yanındakiler: “Ey Allah’ın Resülü, “istirahata kavuşan” ve “ondan istirahata kavuşan” kimdir, bu ne demektir?” diye sordular. Şu açıklamayı yaptı: “Mü’min kul (ölünce), dünyanın yorgunluk ve ağrılarından kurtulur. Facir (ölünce) ondan da kullar, […]
(Hadis-i Şerif [5455])
İbnu Amr İbni’l-As radıyallahu anhüma anlatıyor: “Medine’de doğan bir adam Medine’de ölmüş idi. Resûlullah aleyhissalatu vesselam namazını kıldırdı, sonra da: “Keşke doğduğu yerden başka bir yerde ölseydi!” buyurdu. Oradakiler “Niçin?” diye sorunca açıkladı: “Kul doğduğu yerin dışında ölürse, cennette doğduğu yerle eserinin kesildiği (ecelinin geldiği) yerin arası mukayese edilir!”