Abdullah İbnu Sercis radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam ile birlikte ekmek ve et yedim ve: “Ey Allah’ın Resulü! Allah seni mağfiret buyursun!” dedim. Bana: “Seni de!” diye karşılıkta bulundu. Ravi der ki: “(İbnu Sercis’e): “Resûlullah sana istiğfarda mı bulundu?” diye soruldu. O: “Evet, “Seni de!” dedi” diye cevap verdi ve sonra şu ayeti okudu. […]
PEYGAMBERLİK MÜHRÜ VE MÜTEFERRİK ŞEYLER
(Hadis-i Şerif [5507])
Cabir İbnu Semüre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam’ın peygamberlik mührü, iki omuzu arasında idi. Tıpkı bir güvercin yumurtası büyüklüğünde kırmızı bir yumru (gudde=bez) idi.”
(Hadis-i Şerif [5508])
Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: “Ben Resûlullah aleyhissalatu vesselam’dan daha güzelini hiç görmedim. Sanki güneş mübarek yüzlerinde yürüyor gibiydi. Yürürken Resûlullah aleyhissalatu vesselam’dan daha hızlı yürüyen kimse de görmedim. Sanki yer O’nun ayağı altında dürülüyor gibiydi. Biz O’nunla beraber yürürken kendimizi zorlardık. O ise, aldırmazdı.”
(Hadis-i Şerif [5509])
Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam konuşurken (ağır ağır konuşurdu. Öyle ki) eğer biri çıkıp, kelimeleri saymak istese sayardı. O, sözü sizin gibi peş peşe getirmezdi.”
(Hadis-i Şerif [5510])
Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam, söylediği bellensin diye kelamını üç kere tekrar ederdi.”
(Hadis-i Şerif [5511])
Abdullah İbnu Selam radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam, oturup konuştuğu zaman, (vahiy bekleyerek veya mele-i A’la’ya iştiyak duyarak) çok sık nazarını semaya çevirirdi.”
(Hadis-i Şerif [5512])
Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “(Annem) Ümmü Süleym, Resûlullah aleyhissalatu vesselam için yere bir post serer, O da üzerinde kaylûle (öğle uykusu) kestirirdi. Aleyhissalatu vesselam uyanınca annem O’nun terini ve kıllarını toplardı. Bunları bir şişede toplar, sonra onu sürünme maddesine katardı.” (Ravi devamla der ki): “Hz. Enes radıyallahu anh muhtazar (can çekişme halinde) olunca, kefenine […]
(Hadis-i Şerif [5513])
Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Medine’de bir panik olmuştu. Resûlullah aleyhissalatu vesselam, Ebu Talha radıyallahu anh’tan el-Mendûb denen (ağır yürüyüşlü) atını istiareten aldı ve bindi. Dönüşünde: “Bir şey görmedik. Ancak atı çok hızlı bulduk” buyurdu.”
(Hadis-i Şerif [5514])
Bir başka rivayette şöyle gelmiştir: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam insanların en iyisi, en cömerdi ve en şecaatlisi idi. Nitekim bir gece, Medine halkı umumi bir korku yaşamıştı. Halk (korkunun kaynağı olan) sesin geldiği tarafa yöneldi. Resûlullah aleyhissalatu vesselam ise, herkesten önce o cihete gitmiş, haberi tahkik etmiş ve geri dönmüştü, onları yarı yolda karşıladı. Ebu Talha […]
(Hadis-i Şerif [5515])
Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam iki iş arasında muhayyer bırakılırsa, mutlaka en kolayını tercih ederdi. Yeter ki bu, günah olmasın. Eğer bir iş günah idiyse, günaha karşı insanın en uzak duranı idi. Aleyhissalatu vesselam kendisi için hiç intikam aramadı. Ama Allah’ın bir haramı ihlal edilince o zaman Allah için intikam alırdı.”