Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: “Hayber fethedildiği zaman, Resûlullah aleyhissalatu vesselam’a zehir katılmış bir koyun (kızartması) hediye edildi. Aleyhissalatu vesselam: “Yahudilerden burada olanları bana toplayın!” emrettiler ve derhal toplanıp getirildiler. “Size bir şey sorsam doğru söyleyecek misiniz?” buyurdu. Onlar: “Evet!” deyince: “Babanız kimdir?” buyurdu. “Falancadır!” dediler. “Yalan söylediniz, bilakis babanız falandır!” buyurdu. “Doğru söyledin!” […]
HZ. PEYGAMBER’İN GAYBTAN HABER VERMESİ
(Hadis-i Şerif [5546])
Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam’ın hanımlarından bazıları: “Ey Allah’ın Resûlü! Hangimiz sana daha çabuk kavuşacak?” diye sordular. O da: “Kolu en uzun olanınız!” diye cevap verdi. Onlar da bir karış alıp kollarını ölçtüler. En uzun kollusu Sevde idi. Bilahare anladık ki, kolunun uzunlu (ndan murad) sadaka imiş. Zaten o sadaka vermeyi severdi. […]
(Hadis-i Şerif [5547])
Müslim‘in diğer bir rivayeti şöyledir: “Bana kavuşmada en çabuğunuz kolu en uzun olanınızdır!” Hz. Aişe devamla der ki: “Kol yönüyle kim daha uzun diye uzunluk ölçüşmesi yaptılar. En uzunumuz Zeyneb (Bintu Cahş) idi. Çünkü o, eliyle çalışır ve kazandığını sadaka olarak fukaraya verirdi.”
(Hadis-i Şerif [5548])
Hilal İbnu Amr anlatıyor: “Hz. Ali radıyallahu anh’ı dinledim. Demişti ki: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Maveraunnehr’den bi adam çıkacak, ona el-Haris Harras (çiftçi) (el-Haris İbnu Harras) denecek. (Ordusunun) önünde Mansûr denen bir adam olacak. Bu zat Al-i Muhammed için (malıyla, hazineleriyle, silahıyla zemin) hazırlayacak, hilafeti mümkün kılacaktır. Tıpkı Kureyş’in Resûlullah aleyhissalatu vesselam’a mümkün kıldığı […]
(Hadis-i Şerif [5549])
İbnu Ebi Kesir anlatıyor: Ebu Sehm radıyallahu anh dedi ki: “Bana (Medine’de) bir kadın uğramıştı. Böğründen tuttum, sonra saldım. Sabahleyin Aleyhissalatu vesselam halktan biat almaya başladı. Yanına ben de gittim. “Dün kıdını tutan değil misin sen?” diye sordular. “Evet! Ama bir daha yapmayacağım ey Allah’ın Resûlü!” dedim. Benim biatımı da aldı.”
(Hadis-i Şerif [5536])
Cabir İbnu Semüre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Kisra ölünce, ondan sonra başka kisra yoktur. Kayser de öldü mü ondan sonra kayser yoktur. Nefsimi kudret elinde tutan Zat-ı Zülcelal’e yemin olsun, siz her ikisinin de hazinelerini Allah yolunda harcayacaksınız.”
(Hadis-i Şerif [5537])
Adiyy İbnu Hatim radıyallahu anh anlatıyor: “Ben Resûlullah aleyhissalatu vesselam’ın yanında iken bir adam geldi ve fakirlikten şikayet etti. Derken biri daha gelip, o da yol kesilmesinden şikayet etti. (Aleyhissalatu vesselam bana dönerek:) “Ey Adiyy dedi, sen Hire şehrini gördün mü?” “Hayır görmedim, ancak işittim!” dedim. Bunun üzerine: “Eğer ömrün biraz uzarsa, devesine binen bir […]
(Hadis-i Şerif [5538])
Hz. Ebu Zerr radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Sizler Mısır’ı fethedeceksiniz. Orası (paraya) “kirat” denilen yerdir. Oranın halkına hayır tavsiye edin. Onların bir zimmet, bir de rahim (hakkı) vardır.”
(Hadis-i Şerif [5539])
Hz. Sevban radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Allah Teala hazretleri yeryüzünü benim için dürüp topladı, ben de doğusunu da batısını da gördüm. Ümmetimin mülkü, bana gösterilen yerlere kadar uzanacaktır. bana iki hazine verildi: Kırmızı ve beyaz hazineler. Ben Rabbimden, ümmetimi umumi bir kıtlıkla helak etmemesini, ümmetime kendi nefislerinden başka bir düşman musallat […]
(Hadis-i Şerif [5540])
Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam bir gün: “Halınız var mı?” diye sordular. “Bizde halı da nasıl olsun?” dedim. “Şurası muhakkak ki o da olacak!” buyurdular. Nitekim dediği gibi oldu. Gün geldi ben hanımıma (israf ve mekruh addettiğim için): “Şu halını benden bari uzak tut!” diye çıkıştığım vakit: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam: “Sizlerin de […]