Ebu Mes’üd el-Bedri (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: “Sizden biri, rükü ve secdelerde belini (tam olarak) doğrultmadıkça namazı yeterli olmaz.”
TA’DİL-İ ERKÂN
(Hadis-i Şerif [2553])
Nu’man İbnu Mürre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam): “İçki içen, zina yapan ve hırsızlıkta bulunan kimse hakkında ne dersiniz?” diye sordu. Bu sual, bunlar hakkında henüz hadd cezası gelmezden önce sorulmuştu. “Allah ve Resülü daha iyi bilir!” diye cevap verdiler. Aleyhissalatu vesselam: “Bu fiiller ağır suçtur, onlar hakkında ceza vardır. Hırsızlığın en kötüsü de […]
(Hadis-i Şerif [2554])
Salim el-Berrad anlatıyor: “Ebu Mes’ud’a gelerek: “Bize Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)’ın namazından anlat!” dedik. Hemen önümüzde kalktı, tekbir getirdi. Rüküya varınca ellerinin ayalarını dizlerinin üzerine koydu. Parmaklarını dizinin alt kısmına getirdi. Dirseklerini yan taraflarına uzattı. Bu halde her uzvu hareketsiz; sabıit durdu. Sonra semi’allahu li-men hamideh dedi ve her uzvu düz oluncaya kadar doğruldu.”
(Hadis-i Şerif [2555])
Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) şöyle buyurdular: “Secdede ta’dile riayet edin, kimse kollarını köpeklerin yayışı gibi yaymasın.”
(Hadis-i Şerif [2556])
Yine Hz. Enes anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: “Rükü ve secdeleri yerine getirin. AIIah’a yemin oIsun siz secde rükü ettikçe ben arkamda olanları da görüyorum.” -Belki “sırtımın gerisini” demişti-“
(Hadis-i Şerif [2557])
Malik İbnu’I-Huveyris (radıyallahu anh)’ten rivayete göre, arkadaşlarına: “Size Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)’ın namazını haber vereyim mi?” diye sormuştur. Ebu Kilabe der ki: “(Böyle söyledikten sonra), bize şeyhimiz Ebu Yezid’in namazı (gibi) namaz kıldırdı. Ebu Yezid, başını birinci ve üçüncü rek’atin ikinci secdesinden kaldırınca otururcasına doğrulur sonra kalkardı.”