(Hadis-i Şerif [2844])

Müslim ve Nesai ‘nin Ka ‘b İbnu Ucre (radıyallahu anh) ‘ı yaptıkları bir rivayete göre Ka’b, Mescide girince Abdurrahman İbnu Ümmi’l Hakem ‘i oturarak hutbe verir görmüş ve derhal müdahale etmiştir: “Şu habise bakın hele! Oturarak hutbe veriyor. Halbuki Cenab-ı Hakk Kitab-ı Mübin’inde (mealen): “Onlar bir ticaret, yahud bir oyun bir eğlence gördükleri zaman ona […]

Devamını Oku

(Hadis-i Şerif [2845])

Umare İbnu Rüveybe (radıyallahu anh) ‘nin anlattığına göre, Bişr İbnu Mervan’ı, minberde ellerini kaldırarak hutbe verirken görmüş ve derhal müdahale etmiştir: “Allah şu iki kısa elin belasını versin. Ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)’ı (hutbe verirken) gördüm, eliyle şundan fazla kaldırmazdı ” dedi ve şehadet parmağıyla işaret etti.”

Devamını Oku

(Hadis-i Şerif [2846])

Hz. Cabir (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam) hutbe verdi mi gözleri kızarır, sesi yükselir, öfkesi artardı. Sanki bir orduya “Düşmanınız akşama veya sabaha size baskın yapacak!” diye tehlikeyi haber veren komutan gibi (fevkalade ciddi bir eda ile): “Ben size, Kıyamet şu iki parmak kadar yakınlaşmış olduğu bir zaman da peygamber gönderildim ” der ve […]

Devamını Oku

(Hadis-i Şerif [2847])

İbnu Mes ‘ud (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam) teşehhüd okuyunca şu mealde zikirde, duada bulunurdu: “Hamd Allah’adır, O’na sığınır, O’ndan mağfiret dileriz. Nefislerimizin şerrinden de O’na sığınırız. Allah kime hidayet verirse onu kimse sapıtamaz, kimi de sapıtırsa onu kimse hidayete götüremez. Şehadet ederim ki, Allah’tan başka ilah yoktur. Yine şehadet ederim ki, Muhammed O’nun […]

Devamını Oku

(Hadis-i Şerif [2849])

Ebu Vail (radayallahu anh) anlatıyor:Ammar bize hitabetmişti. (Konuşmasını) veciz ve beliğ yaptı. Minberden inince: “Ey Ebu’l- Yakzan beliğ ve veciz konuştun! Keşke biraz daha nefesleseydiniz (uzatsaydını)!” dedik. Bize şu cevabı verdi: “Ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)’ı dinledim, şöyle buyurmuştu: ” Kişinin namazının uzunluğu ve hutbesinin kısalığı onun fıkhının (ilminin) alametidir. Öyle ise, hutbeyi kısa tutun, namazı […]

Devamını Oku

(Hadis-i Şerif [2852])

Semure İbnu Cündüb (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: “Zikr (yani hutbe) sırasında hazır bulunun, imama yakın olun. Zira kişi, uzaklaşmaya devam ede ede, girse bile cennette de geri kalır.”

Devamını Oku

(Hadis-i Şerif [2853])

Ebu Rifa ‘a el-Adevi (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam)’a geldim. Hutbe veriyordu. Ben : “Ey Allah’ın Resûlü! Yabancı ve dinini bilmeyen bir kimseyim, sizden dinimin ne olduğunu soruyorum! ” dedim. Bunun üzerine bana yöneldi, hutbesini bırakarak yanıma kadar geldi. Kendisine bir sandalye getirildi. Zannedersem ayakları demirdendi. Üzerine oturdu. Hemen Allah ‘ın kendisine öğrettiklerinden bana […]

Devamını Oku