Muhammed İbnu Ebi Harmele anlatıyor: “Zeyneb Bintu Ebi Seleme ölmüştü, o sırada Medine valisi Tarık idi. Sabah namazından sonra cenazesi getirildi ve Baki mezarlığına konuldu. Tarık, sabah namazını alaca karanlıkta kılardı. İbnu Ömer radıyallahu anhüma cenazenin sahibine: “Cenazenizi namazı ister hemen kılın, isterseniz güneşin yükselmesine kadar te’hir edin” dedi.”
CENAZE NAMAZI
(Hadis-i Şerif [3049])
Nafi anlatıyor: “İbnu Ömer (radıyallahu anhüma), sabah ve ikindi namazları vaktinde kılınmış ise bunlardan sonra cenaze namazı kılardı.” Buhari‘nin bab başlığında, senetsiz olarak şu rivayet kaydedilmiştir: “İbnu Ömer mutlaka tahir olarak cenaze namazı kılardı. Güneş doğarken ve batarken cenaze namazı kılmazdı. Ellerini (de her tekbirde) kaldırırdı.”
(Hadis-i Şerif [3050])
Hz. Aişe (radıyallalıu anha) ‘den anlatıldığına göre, Sa’d İbnu Ebi Vakkas (radıyallahu anh) vefat ettiği zaman, Hz. Aişe: “Onu mescide sokun da ben de üzerine namaz kılayım” dedi. Ancak onun bu teklifi yadırgandı ve hüsn-ü kabul görmedi. Bunun üzerine Hz. Aişe: “İnsanlar ne çabuk unutuyorlar, Allah’a yemin olsun Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Beyza’nın iki oğlu Süheyl […]
(Hadis-i Şerif [3051])
İbnu Ömer (radıyallahu anhüma) anlatıyor: “(Babam) Ömer İbnu’l Hattab’ın cenaze namazı mescidde kılındı.”
(Hadis-i Şerif [3052])
Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: “Kim cenaze namazını mescidin içinde kılarsa kendisine (bir sevap) yoktur” -bir nüshada- “aleyhinde bir şey yoktur.”
(Hadis-i Şerif [3053])
Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Siyahi bir kadın -veya bir genç- mescidin kayyumluk hizmetini yürütüyor (süpürüp temizliyor)du. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bir ara onu göremez oldu. “Kadın -veya genç- hakkında (ne oldu?” diye) bilgi sordu. “O öldü!” dediler. Bunun üzerine “Bana niye haber vermediniz?” buyurdular. Ashab sanki kadıncağızın -veya gencin- ölümünü (mühim addetmeyip) küçümsemişlerdi. Aleyhissalatu vesselam: […]
(Hadis-i Şerif [3054])
Hz. Enes (radıyallahıu anh): “Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bir kabrin üzerinde namaz kıldı” buyurmuştur.”
(Hadis-i Şerif [3055])
İbnu’l-Müseyyeb (rahimehullah) anlatıyor: “Ümmü Sa’d (radıyallahu anha), Resulullah (aleyhissalatu vesselam) yokken vefat etti. Gelince üzerine namaz kıldı. Bu esnada bir ay geçmişti.”
(Hadis-i Şerif [3056])
Ukbe İbnu Amir (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Uhud şehidleri için sekiz yıl sonra, sanki dirilerle (de) ölülerle (de) vedalaşıyormuşcasına cenaze namazı kıldı..”
(Hadis-i Şerif [3057])
Hz. Cabir (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: “Bugün Habeşli salih bir kimse öldü, haydi üzerine namaz kılın.” Ravi der ki: “Hemen saf yaptık (namaza durduk), ben ikinci safta -veya üçüncüde- idim. Aleyhissalatu vessalam onun üzerine (gıyabında) namaz kıldı.”