Hz. Selman radıyallahu anh dedi ki: “Hz. İsa ile Hz. Muhammed aleyhimesselatu vesselam arasındaki fetret altıyüz senedir.”
Müteferrik Hadisler
(Hadis-i Şerif [4966])
Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Tübba’ mel’un mudur bilemiyorum. Keza Üzeyr peygamber midir onu da bilemiyorum.”
(Hadis-i Şerif [4967])
Yine Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Eğer Beni İsrail olmasaydı, et kokuşmazdı. Eğer Havva olmasaydı, kadınlar kocalarına hiçbir zaman ihanet etmezdi.”
(Hadis-i Şerif [3663])
İbnu Mes’ud (radıyallahu anh) anlatıyor: “Biz, yollarda ayağa bulaşan pislik sebebiyle abdest tazelemezdik.”
(Hadis-i Şerif [3664])
Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Bir adam izarını sarmış olarak namaz kılarken, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ona: “Git, abdest al!” ferman buyurdu. Adam gitti abdest aldı, sonra şelip (tekrar namaza durdu. Resulûllah (aleyhissalatu vesselam) tekrar): “Git abdest al!” emretti. Adam gitti, abdest aldı, geri geldi. Bir adam: “Ey Allah’ın Resulü, ona niye abdest almasını emir buyurdunuz?” […]
(Hadis-i Şerif [3422])
Ebu’d-derda radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Size oruç, namaz ve sadakanın derecesinden daha üstün olan şeyi haber vermeyeyim mi?” “Evet (Ey Allah’ın Resulü, söyleyin!)” dediler. “İnsanların arasını düzeltmektir. Çünkü insanların arasındaki bozukluk (dini) kazır.” Tirmizi‘de şu ziyade gelmiştir: “Ben saçı kazır demiyorum, velakin dini kazır (diyorum).”
(Hadis-i Şerif [3423])
İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: “Hz. Ömer radıyallahu anh, el-Cabiye’de bize hitaben: “Ey insanlar, dedi. Ben, (şu hutbeyi okumak üzere) aranızda kalkıyorum, tıpkı, Resûlullah aleyhissalatu vesselam’ın da bizim aramızda kalktığı gibi. (O kalkıp) şöyle demişti: “Size Ashabımı, sonra da onların peşinden gelecekleri (sonra da bunların peşinden gelecekleri) tavsiye ediyorum. Daha sonra (gelenler arasında) yalan, öylesine […]
(Hadis-i Şerif [3424])
Ebu Musa radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Sizden biri bir meclis veya bir çarşıdan geçerken elinde ok bulunduğu takdirde, okun demir kısmını tutsun, onunla bir müslümanı yaralamasın.” Ebu Musa radıyallahu anh derdi ki: “Biz vallahi, onları ölmezden önce birbirimize yönelttik.”
(Hadis-i Şerif [3425])
Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam çıplak olarak kılınç teati edilmesini yasakladı.”
(Hadis-i Şerif [3419])
Ebu Zerr radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam bana: “Ey Ebu Zerr!” dedi. Ben: “Ey Allah’ın Resulü, buyurun! Emrinizdeyim, canım sana feda olsun!” diye cevap verdim.”