Hz.Enes radiyallahu anh anlatıyor: “Resulullah aleyhissalatu vesselam hastalanmıştı. Sa’d İbnu Ebi Vakkas geçmiş olsun ziyaretine gitti. Yanına varınca Selman’ı ağlıyor buldu. Sa’d: “Niye ağlıyorsun? Ey kardeşim, sen Resulullah aleyhissalatu vesselam’a arkadaşlık etmedin mi, şöyle değil mi, böyle değil mi (diye ağlamasını abes kılan bir kısım faziletleri hatırlattı). Selman radiyallahu anh şu cevabı verdi: “Ben şu iki şeyden biri için ağlamıyorum: “Ben ne bir dünya düşkünlüğü ne de ahiret gafleti sebebiyle ağlıyor değilim. Beni ağlatan Resulullah aleyhissalatu vesselam’ın bir ahdidir. O bana bir husus ahdetmişti, şimdi kendimi o ahdi tecavüz etmiş görüyorum.” Sa’d: “Resulullah size ne ahdetmişti ?” diye sordu. Selman: “Aleyhissalatu vesselam bana: “Birinize dünyalık olarak bir yolcunun azığı kadarı yeterli” diye ahdetmişti. Ben kendimi bu haddi aşmış görüyorum. Sana gelince, ey Sa’d! hüküm verdiğin zaman hükmünden, (hak) taksim ettiğin zaman taksiminden, bir şeye yöneldiğin zaman niyetinden Allah ‘tan kork.” Ravilerden Sabit der ki: “Selman radiyallahu anh’ın vefat ettiğinde geriye nafaka olarak sadece yirmi küsür dirhemlik bir mal bıraktığı haberi bana geldi.”