İbnu Şihab anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam zamanında, birkısım kadınlar, kendi yurtlarında müslüman oldular. Bunlar hicret de
etmediler. Bunlar İslam’a girdikleri zaman kocaları kafir idiler. Bunlardan biri Velid İbnu’I-Mugire’nin kızıydı. Bu kadın Safvan İbnu Ümeyye’nin nikahı altında idi. Bu hanım Fetih günü müslüman olmuş, kocası Safvan da İslam’dan kaçmıştı. Aleyhissalatu vesselam peşinden amcasının oğlu Vehb İbnu Umeyr’i, kendisine bir eman alameti olarak şahsi rıdasıyla birlikte gönderdi. (Resûlullah onu İslam’a çağırıyor ve yanına gelmeye davet ediyordu; (gelince bakacak), İslam hoşuna giderse kabul edecekti, gitmezse kendisine iki ay müsaade edecekti.
Safvan, Aleyhissalatu vesselam’ın yanına rıdasıyla birlikte gelince, yüksek sesle (halkın arasında) bağırarak:
“Ey Muhammed! İşte Vehb İbnu Umeyr! Senin rıdanı bana getirdi ve senin beni yanına davet ettiğini, İslam hoşuma giderse kabul edeceğimi, gitmezse bana iki ay mühlet tanıyacağını söyledi” dedi. Resûlullah aleyhissalatu vesselam kalkıp: “Ey Ebu Vehb (devenden) in!” buyurdu. Fakat o:
“Hayır, vallahi, meseleyi benim için açıklığa kavuşturmadıkça inmem!” dedi. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam: “Sana, daha fazla, dört ay mühlet tanıyorum” buyurdular.
Sonra Resûlullah Havazin tarafına Huneyn seferine çıktı. (Sefer hazırlığı sırasında) Safvan’a adam göndererek çağırtıp, emaneten silah ve başka harp malzemesi vermesini talep etti. Safvan:
“Zorla mı, gönül rızasıyla mı istiyorsun?” dedi. Aleyhissalatu vesselam:
“Gönül rızasıyla!” buyurdu. Safvan (yanında bulunan) silah vs.yi iane olarak verdi. Sonra Safvan kafir olduğu halde Resûlullah aleyhissalatu vesselam’la birlikte döndü. Huneyn gazvesine, Taif’in fethine katıldı. Bu esnada henüz kafirdi. Ama hanımı müslüman olmuştu. Aleyhissalatu vesselam aralarını ayırmadı. Bu hal Safvan radıyallahu anh’ın müslüman oluşuna kadar devam etti. Müslüman olduktan sonra hanımı eski nikahıyla onun yanında kaldı. Safvan ile hanımının müslüman oluşu arasında iki ay kadar bir zaman mevcuttur.”