İbnu Amr İbni’l-As radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:

“Aziz ve celil olan Allah (Kıyamet günü), ümmetimden bir adamı mahlukatın üstünden seçer ve onun için doksandokuz büyük defter açar. Her defter, gözün alabildiği kadar büyüktür. Rab Teala adama sorar: “Bu defterde yazılı olanlardan bir şey inkar ediyor musun? Muhafız katiplerim (olmadık şeyler yazarak sana) zulmetmişler mi?” Kul:

“Ey Rabbim! hayır! (Hepsi doğrudur!)” der. Rabb Teala sorar:

“(Bunları yapmada beyan edeceğin) bir özrrün var mı?” Kul der:

“Hayır! Ey Rabbim!” Aziz ve celil olan Allah:

“Evet! Senin bizim yanımızda (makbul, büyük) bir de hasenen var. Bugün sana zulüm yapmayacağız!” buyurur. Hemen bir etiket çıkarılır. Üzerinde “Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden resulallah (şehadet ederim ki Allah’tan başka ilah yoktur ve şehadet ederim ki Muhammed Allah’ın elçisidir)” yazılıdır.”

Sonra, Rabb Teala der: “Ağırlığını (yani amellerinin ağırlığını) hazırla!” Kul sorar:

“Ey Rabbim! Bu defterlerin yanındaki bu etiket de ne?” Rabb Teala der: “Sana zulmedilmeyecek! Hemen defterler Mizan’ın bir kefesine konur, etiket de diğer kefesine. Tartılırlar. Sonunda defterler hafif kalır, etiket ağır basar. Esasen Allah’ın ismi yanında

hiçbir şey ağır olamaz.”

Tirmizi, İman 17, (2641).
?..