Hasan İbnu Ali (radıyallahu anhüma) babasından naklen anlatıyor: “Bedir savaşı ganimetinden hisseme düşen yaşlı bir devem vardı. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) da humus’dan (o gün) bana yaşlı bir deve daha verdi. Develerim, Ensar’dan bir zatın hücresinde ıhmış dururken (yanlarına) geldim. Bir de ne göreyim, develerimin hörgüçleri kesilmiş, böğürleri oyulmuş, ciğerleri de sökülmüştü. Bu manzarayı görünce kendimi tutamayıp, ağladım.

“Bunu kim yaptı?” diye sordum.

“Hamza yaptı. Şu anda, falanca evde, Ensardan birinin içki meclisindedir. Şarkıcı cariye ona şarkı okumuş, şarkısında şunları söylemişti” dediler:

“Ey Hamza! şişman yaşlı develere dikkat et,

Onlar avluda bağlıdırlar,

Bıçağı onların sinesine vur,

Pirzola veya benzerini çabuk yap!”

Bu şarkı üzerinde Hamza (radıyallahu anh) fırlayıp, kılıcı kapıp develerin hörgüçlerini kesmiş, karınlarını yarmış, ciğerlerini sökmüş.”

Hz. Ali (radıyallahu anh) devamla şunları söyledi: “Ben hemen gidip Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)’ın huzuruna çıktım. Yanında Zeyd İbnu Harise vardı. Beni görünce, başımdan geçenleri yüzümden okudu.

“Neyin var?” diye sordu. Ben:

“Ey Allah’ın Resülü! Bugünkü gibi (dehşetli bir manzara) görmedim. Hamza iki deveme saldırıp hörgüçlerini kesmiş, böğürlerini yarmış. Hemencecik şurada, bir içki meclisinde!” dedim. Bunun üzerine Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) ridasını istedi, getirdiler, giyip yayan gitti. Biz de arkasına düştük. Hamza’nın bulunduğu eve kadar geldi.

İzin istedi, buyur ettiler. Girince bir içki meclisiyle karşılaştı. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) fiilinden dolayı Hamza’yı ayıplamaya başladı.

Hamza sarhoştu, gözleri kızarmıştı. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)’a baktı, sonra nazar edip aşağıdan dizlerine kadar süzdü, tekrar ayağından başlayıp beline kadar süzdü, sonra tekrar bakışlarıyla süzerek yüzüne kadar geldi ve:

“Siz benim babamın kölelerinden başka bir şey misiniz?” dedi. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) onun sarhoş olduğunu anladı. Hemen izinin üstüne geri döndü, çıkıp gitti. Peşinden biz de çıktık.

Bu vak’a hamr’ın haram edilmesinden önce idi.”

Buhari, Hums 1, Büyü 28, Şirb 13, Meğazi 11, Libas 7; Müslim, Eşribe 2, (1979); Ebu Davud, Harac 20, (2986). Bu kaynakların hiçbirinde şiir tam olarak mevcut değildir, birinci beytin sadece yarısı mevcuttur.
?..