Abdullah İbnu Selam (radıyallahu anh) anlatıyor:

“Hz. Osman (radıyallahu anh) muhasara edildiğn zaman, namaz kıldırma işine Hz. Ebû Hüreyre (radıyallahu anh)’yi tayin etti. Bazan Hz. İbnu Abbas kıldırıyordu. Sonra, Hz. Osman (isyancılara) elçi yollayıp, benden ne istiyorsunuz? diye sordu. Onlar: “Hilafetten ayrılmanı istiyoruz” dediler. O da: “Allah’ın bana giydirdiği bir kaftanı çıkarmam” diyerek reddetti.

“Onlar seni öldürecekler!” dediler. O:

“Beni öldürdüğünüz takdirde, ebediyyen birbirinizi sevmeyecek, düşmanla elbirlik savaşamayacaksınız. Göre göre ihtilafa düşeceksiniz. Ey kavm, bana karşı çıkardığnnız şu ihtilaf sakın ola başınıza, sizden öncekilerin maruz kaldığı belayı dolamasın!” dedi. İhtilalcilerin tazyikleri artınca, cuma gününe oruçlu olarak girdi. Gün biraz ilerleyince uyudu.Uyanınca:

“Şu anda rüyamda Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)’ı gördüm. Bana: “Akşam yanımızda iftarını yapacaksın” buyurdu” dedi.

O gün öldürüldü. Sonra Hz. Ali (radıyallahu anh) hutbe okumak üzere kalktı. Hamd ü senadan sonra:

“Ey insanlar, dedi, bana yaklaşın, gözlerinizi, kulaklarınızı dört açın. Şahsen ben ve sizler hepimizin fıtnenin içine düşmemizden korkuyorum. Fitne sırasında, hepimize gayret gerekecek.” Devamla dedi ki:

“Allah bu ümmeti iki edeble terbiye etti: Kitap ve Sünnet. Bunların (tatbiki hususunda), sultan nezdinde gevşeklik olamaz. Öyle ise Allah’tan korkun, aranızdaki meseleleri halledin.”

Hz. Ali (radıyallahu anh) bunları söyleyip minberden indi ve beytü’l-maldan arta kalan servete yönelerek Müslümanlar arasında taksim etti.”

Rezin ilavesidir, kaynağı bulunamamıştır.
?..