Bilal İbnu’1-Haris (radıyallahu anh)’in yaptığı bir rivayette şu ibare mevcuttur: “Ey Allah’ın Resûlu, hacc (için yapılan niyet)’ı umreye çevirmek sadece bize mi hastır, yoksa bizden sonrakiler için decaiz olacak mıdır?” diye sordum. Bana şu cevabı verdi: “Bu sadece size hastır. (Sizden sonraki Müslümanlara caiz değildir).” Nesai, Bilal İbnu’l-Haris’ten sadece (sadedinde olduğumuz) feshu’l-hacc hadisini tahric etmiştir. […]
HACC-I TEMETTU VE HACCIN FESHİ
(Hadis-i Şerif [1279])
Müslim‘in diğer bir rivayetinde şöyle denir: “Biz, hacc-ı ifrad için ihram giyip Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)’la birlikte ilerledik. Hz. Aişe (radıyallahu anha) de umre için ihrama girdi. Seref’e gelince Hz. Aişe hayız oldu. (Mekke’ye) gelince Kabe’yi, Safa ve Merve’yi tavaf ettik. Sonra, beraberinde kurbanlık olmayanların ihramdan çıkmaları emredildi. “Neleri nefsimize helal edeceğiz?” diye sorduk. Resûlullah (aleyhissalatu […]
(Hadis-i Şerif [1295])
İbnu Abbas (radıyallahu anhüma) demiştir ki: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) umre için, ashabı da hacc için ihrama girdi.”
(Hadis-i Şerif [1280])
Müslim‘in bir diğer rivayetinde şöyle denir: “… Deve ve sığırda ortak olmamız emredildi. Bizden her yedi kişi bir deveye iştirak edecekti.” Yine Müslim‘in bir başka rivayetinde: “Ne Resûlullah (aleyhissalatu vesselam), ne de Ashab (radıyallahu anhüm), hiç kimse, Safa ile Merve arasında ilk tavafın dışında başka bir tavaf yapmadı” denmiştir.
(Hadis-i Şerif [1296])
İkrime İbnu Halid el-Mahzümi diyor ki: “İbnu Ömer (radıyallahu anh)’e haccdan önce yapılan umre hakkında (caiz mi, değil mi diye) sordum. Bana: “Yapmakta bir beis yok. Bizzat Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)haccdan önce umre yapmıştı” cevabını verdi.”
(Hadis-i Şerif [1265])
Abdullah İbnu Şakik anlatıyor: “Hz. Osman (radıyallahu anh) hacc sırasında temettuda bulunmayı yasaklıyor, Hz. Ali de bunu emrediyordu. Hz. Osman, Hz. Ali (radıyallahu anhüma)’ye bir kelam söyledi. Hz. Ali (radıyallahu anh): “Sen de biliyorsun ki biz, Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)’la birlikte haccederken temettu haccı yaptık” dedi. Hz. Osman da: “Evet, ama biz korkuyorduk” dedi.” İbnu Abbas […]
(Hadis-i Şerif [1266])
Sa’d İbnu Ebi Vakkas (radıyallahu anh) demiştir ki: “Biz Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) ile hacc-ı temettu yaptığımız zaman bu adam -ki Muaviye’yi kasteder- Urş’ta -ki Urş’la cahiliye devrndeki Mekke evlerini kasteder- kafirdi.”
(Hadis-i Şerif [1267])
İbnu Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) Veda haccında umre ile hacca kadar temettuda bulundu ve kurban kesti. Kurbanını Zülhuleyfe’den itibaren beraberinde götürdü. Menasikin icrasına (umre için niyetli) başlayıp, umre telbiyesi getirdi. Sonra hacc için telbiye getirdi. Beraberindeki ashabı da umre ile hacca kadar temettuda (istifade) bulundu. Hacc kafılesi içerisinde kurbanı olanlar da vardı, […]
(Hadis-i Şerif [1268])
İkrime anlatıyor: “İbnu Abbas (radıyallahu anhüma)’a müt’atul-hacc’dan sorulmuştu, şu cevabı verdi: “Veda haccında, Muhacirler, Ensariler ve Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)’ın zevceleri hep ihrama girdiler, biz de girdik. Mekke’ye geldiğimiz zaman Resûlullah (aleyhissalatu vesselam): “Kurbanlık nişanlıyanlar hariç, herkes hacc için giydiği ihramı umreye çevirsin” diye emretti. Biz de Beytullah’ı tavaf etik. Safa ve Merve’de sa’y yaptık. (İhramdan […]
(Hadis-i Şerif [1269])
Ebu Zer (radıyallahu anh) demiştir ki: “Haccda mut’a sadece Muhammed (aleyhissalatu vesselam)’in ashabına hastır.”