Ebu Davud ve Nesai‘de şu ziyade gelmiştir: “Süraka İbnu Malik (radıyallahu anh): “Ey Allah’ın Resûlü, bu sene (hacc sırasında) yaptığımız temettu bu yıla mı has, bundan sonra her haccda ebediyen yapılacak mı?” diye sormuştu. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam): “Elbette, ebediyen yapılacaktır!”cevabını verdi” (48).
HACC-I TEMETTU VE HACCIN FESHİ
(Hadis-i Şerif [1297])
Yine Buhari‘nin, İbnu Abbas (radıyallahu anhüma)’tan kaydettiği bir rivayette şöyle denir: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam), insanlara (haccın İslam’a uygun olan) adabını öğretmesi ve Resûlullah adına tebligatta bulunması için Hz. Ebu Bekir’i hacc emiri olarak gönderdi. Hac kafilesi Arafat’a Zülmecaz cihetinden vasıl olunca Kabe’ye yaklaşmadı, fakat Zülmecaz’a doğru yöneldi. Böyle yapışı, hacca umre ile niyet etmemiş olmasından […]
(Hadis-i Şerif [1282])
Buhari, Müslim, Ebu Davud ve Nesai de kaydedilen bir rivayette İbnu Abbas (radıyallahu anhüma) demiştir ki: “(Cahiliye Arapları) hacc aylarındaki umreyi yeryüzünde işlenebilen günahların en büyüğü biliyorlardı. Keza Muharrem ayını da Safer diye isimlenirip: “Bere iyileşip eser kalmadığı ve Safer ayı çıktığı vakit umre yapmak isteyene umre helal olur” diyorlardı. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) ve Ashab-ı […]
(Hadis-i Şerif [1298])
İbnu’l-Müseyyeb anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)’ın ashabından bir adam, Hz. Ömer (radıyallahu anh)’e gelerek, huzurunda, Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)’ın ölmüş bulunduğu hastalığı sırasında, haccdan önce yapılan umreyi yasaklarken Resûlullah’ı işittiğine dair şehadette bulundu.”
(Hadis-i Şerif [1283])
Müslim ve Tirmizi‘de şöyle gelmiştir: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: “Umre, kıyamete kadar hacca dahil oldu:Yani, umre ameli, hacc-ı kıran yapmak isteyenin hacc ameline dahil oldu.”
(Hadis-i Şerif [1284])
Hz. Aişe (radıyallahu anha) anlatıyor: “Biz hacc aylarında, Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)’la birlikte, hacc için ihrama girmiş olarak, hacc gecelerinde yola çıkıp Seref nam yere indik. Orada Resûlullah (aleyhissalatu vesselam): “Kimin beraberinde kurbanlığı yoksa, haccını umre yapmak isteyen umreye çevirsin. Beraberinde kurbanlığı olan bunu yapmasın” dedi. Hz. Aişe sözünde devamla der ki: “Ashab’tan bazısı umreye niyet […]
(Hadis-i Şerif [1285])
Bir diğer rivayette Hz. Aişe (radıyallahu anha) şöyle der: “Hayız halim Arefe gününe kadar devam etti, o gün temizlendim. Ben de sadece umreye niyet etmiştim. Resûlullah saçımı çözüp taramamı, umreyi bırakıp, hacc niyetiyle ihrama girmemi emretti. Emrini yerine getirdim ve haccımı eda ettim.”
(Hadis-i Şerif [1286])
Hz. Aişe bir başka rivayette şöyle der: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)’la birlikte çıktık, kurban günü Mina’ya geldik. Ben (orada) temizlendim. Sonra Mina’dan çıktım. Beytullah’a koştum. Sonra, Resûlullah’la birlikte nefr-i ahir (teşrik günlerinin üçüncüsü, yani bayramın dördüncü günü = onüç Zilhicce) günü çıktık, Muhassab’a indik. Abdurrahman (radıyallahu anh)’ı çağırdı ve: “Kızkardeşini Harem bölgesinden çıkar (Ten’m’e kadar götür. […]
(Hadis-i Şerif [1287])
Bir başka rivayette şöyle denmiştir: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) Beytullah’a uğrayıp sabah namazından önce tavaf etti, sonra Medine’ye hareket etti.”
(Hadis-i Şerif [1288])
Bir başka rivayette şöyle denmiştir: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) ile birlikte yola çıktık. Bazılarımız umre niyetiyle ihrama girdi, bazılarımız hem hacc hem de umre niyetiyle ihrama girdi, bazılarımız da sadece hacc niyetiyle ihrama girdi. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) da sadece hacc için ihrama girmişti. Umre için ihrama girenler, (Vemreyi yapınca) ihramdan çıktılar. Hacc için ihrama girenler veya […]