Sehl İbnu Hanif radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Sakın biriniz: “Nefsim pis oldu!” demesin, aksine: “Nefsim kötü oldu” desin.”
DİLİN AFETLERİ
(Hadis-i Şerif [5889])
İmam Malik’e Yahya İbnu Saidden ulaştığına göre “Hz. İsa yolda bir domuza rastlar. Ona: “Selametle yoldan çekil!” der. Yanında bulunanlar: “Bunu şu domuz için mi söylüyorsun?” diye sorarlar. (O ise domuz kelimesini diliyle telafuz etmekten çekindiğini ifade eder ve:) “Ben, dilimin, çirkin şeyi söylemeye alışmasından korkuyorum!” cevabını verir.”
(Hadis-i Şerif [5890])
Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam bir adamdan kendisine menfi bir söz ulaştığı vakit: “Falan niye böyle söylemiş?” demezdi. Fakat: “İnsanlara ne oluyor da şöyle şöyle söylüyorlar?” derdi.”
(Hadis-i Şerif [5891])
İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam huyurdular ki: “Allah’ın zikri dışında kelamı çok yapmayın. Zira, Allah’ın zikri dışında çok kelam, kalbe kasvet (katılık) verir. Şunu bilin ki, insanların Allah’a en uzak olanı kalbi katı olanlardır.”
(Hadis-i Şerif [5892])
Ebu Malik el-Eş’ari radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Ümmetimde dört şey vardır, cahiliye işlerindendir, bunları terketmeyeceklerdir: -Haseble iftihar -Nesebi sebebiyle insanlara ta’n, -Yıldızlardan yağmur bekleme, -(Ölenin ardından) matem!” Resûlullah sözlerine şöyle devam etti: “Matemci kadın, şayet tevbe etmeden ölecek olursa, Kıyamet günü üzerinde katrandan bir elbise, uyuzlu bir gömlek olduğu halde (kabrinden) […]
(Hadis-i Şerif [5893])
Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: “Bir adam, Resûlullah aleyhissalatu vesselam’ın huzuruna girmek için izin istemişti. Aleyhissalatu vesselam: “Bu aşiretin kardeşi ne kötü!” buyurdu. Ama adam girince ona iyi davrandı, yumuşak sözle hitap etti. Adam gidince: “Ey Allah’ın Resulü! Adamın sesini işitince şöyle şöyle söyledin. Sonra yüzüne karşı mültefit oldun, iyi davrandın” dedim. Şu cevabı verdi: […]
(Hadis-i Şerif [5894])
Adiyy İbnu Hatim radıyallahu anh anlatıyor: “Resulullah aleyhissalatu vesselam’ın yanında bir adam bir hitabede bulundu ve dedi ki: “Kim Allah ve Resûlüne itaat ederse doğru yolu bulmuş, kim de o ikisine isyan ederse doğru yoldan sapmıştır.” Resulullah aleyhissalatu vesselam: “Sen ne kötü hatipsin. Şöyle söyle: “…Kim Allah ve Resülüne isyan ederse…” buyurdular.”
(Hadis-i Şerif [5895])
Huzeyfe radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Allah’ın istediği ve falanın istediği” demeyin, lakin şöyle deyin: “Allah’ın istediği, sonra da falanın istediği.”
(Hadis-i Şerif [5896])
Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Bir kimsenin “İnsanlar helak oldu!” dediğini duyarsanız, bilin ki o, kendisi, herkesten çok helak olandır.”
(Hadis-i Şerif [5897])
Yine Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Ümmetimin hepsi affa mazhar olacaktır, günahı aleni işleyenler hariç. Kişinin geceleyin işledigi kötü bir ameli Allah örtmüştür. Ama, sabah olunca o: “Ey falan, hu gece ben şu şu işleri yaptım!” der. Böylece o, geceleyin Allah kendini örtmüş olduğu halde, sabahleyin, üzerindeki Allah’ın örtüsünü açar. […]