Safvan İbnu Suleym, birçok sahabi evlatlarının, babalarından yapmış oldukları rivayetlere dayanarak, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)’ın şöyle buyurmuş olduğunu naklediyor: “Kim antlaşma yapılan bir kimseye zulmeder veya hakkını tenkis eder veya takatının fevkinde emreder veya onun rızası dışında bir şeyini alırsa,kıyamet günü aleyhine ben delil olacağım. “
CİHADA MÜTEALLİK HADİSLER
(Hadis-i Şerif [1065])
Ümmü Hani (radiyallahu anha) anlatıyor: “Ben kocamın akrabalarından iki kişiye civar (himaye) vermiştim. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) “Senin civar verdiğine biz de civar verdik” buyurdu.”
(Hadis-i Şerif [1041])
İbnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatıyor: “Müşrikler, Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) ve mü’minler karşısında iki kısımdı. Ehl-i harb olan müşrikler, ki Resulullah (aleyhissalatu vesselam) kendileriyle savaş halinde idi. Bir de ehl-i ahd yani aralarında antlaşma yapılmış olan müşrikler vardı. Onlarla savaşılmıyordu. Onlar da Resulullah (aleyhissalatu vesselam)’a karşı savaşmıyorlar. Ehl-i harb’ ten bir kadın hicretle geldiği zaman, […]
(Hadis-i Şerif [1057])
Ziyad İbnu Hudeyr anlatıyor: “Hz. Ali (radiyallahu anh) buyurdu ki: “Eğer sağ kalırsam, Beni Taglib Hristiyanlarının eli kılınç tutanlarını öldürüp, çocuklarını esir edeceğim. Çünkü Resulullah (aleyhissalatu vesselam)’ın onlarla yaptığı antlaşmayı elimle bizzat yazdım: “çocuklarını Hristiyanlaştırmayacakları” şartı vardı. “
(Hadis-i Şerif [1042])
Abdullah İbnu Amr İbnu’l-As (radıyallahu anhüma) anlatıyor: “Resûlullah (aeyhissalatu vesselam) buyurdular ki: “Allah yolunda cihada çıkıp gazve yapan selamete erip ganimetle dönen her ordu ve her seriyye ahirette elde edeceği mükafaatın üçte ikisine dünyada kavuşmuş olur. Hiçbir ganimet elde edemeyen, korku geçiren ve musibetlere maruz kalan her ordu ve her seriyye ise (ahirette) tam ücrete […]
(Hadis-i Şerif [1058])
İrbaz İbnu Sarıye es-Sulemi (radiyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam)’la Hayber Kalesi’ne indik. Beraberinde başka birçok Müslüman da vardı. Hayber’in sahibi (lideri) cebbar, mütekebbir birisi idi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam)’a gelerek: “- Ey Muhammed! Sizin eşeklerimizi kesmeye, meyvelerimizi yemeye, kadınlarımızı dövmeye hakkınız mı var?” dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bu sözlere öfkelenerek emretti: “Ey İbnu Avf merkebine […]
(Hadis-i Şerif [1043])
Hz. Cabir (radıyallahu anh) anlatıyor: “Biz bir gazvede Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) ile beraberdik, bir ara şöyle buyurdular: “Medine’de kalan öyleleri var ki, kateddiğiniz her mesafe ve geçtiğiniz her vadide ayrıca sizinle berabermiş gibi sevabınıza eksiksiz ortak oluyorlar. Bunlar, (cihada katılmayı canu gönülden arzulayıp da) özürleri sebebiyle orada kalanlardır.” Bu rivayeti Buhari ve Ebu Davud, Hz. […]
(Hadis-i Şerif [1059])
Cüheyneli bir adam anlatmıştır: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: ” Sizler muhtemelen bir kavimle savaşıp onlara galebe çalacaksınız. Onlar mallarıyla kendilerini ve çocuklarını size karşı koruyacaklar. ” Said (İbnu Mansur) rivayetinde der ki: “Sizinle belli şartlarla sulh yaparlar.” (Bu cümleden sonra Musedded ve Said İbnu Mansur şu ifadede) ittifak ederler: “..Artık onlardan (sulh sırasında belirlenenden) […]
(Hadis-i Şerif [1044])
Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)’ı işittim şöyle diyordu: “Zincirlere bağlı olarak cennete sevkedilen bir zümrenin haline Rabbimiz taccüb (hayret) etti.” Ebu Davud: “Harp esiri yakalanır, zincire vurulur sonra da Müslüman olur” diyerek açıklamıştır.
(Hadis-i Şerif [1060])
Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalatu vesselam) şöyle buyurdular: “Müslümanlar arasında, haramı helal, helali de haram etmedikçe sulh caizdir.” Yine buyurdular ki: “Müslümanlar haramı helal, helali de haram etmedikçe kabul etmiş bulundukları şartlara uyarlar.”