Hz. Ömer radıyallahu anh’ın anlattığına göre: “Bir gün Resûlullah aleyhissalatu vesselam’ın mescidine gitmiştir. Orada Hz. Muaz İbnu Cebel radıyallahu anh’ı Aleyhissalatu vesselam’ın kabrinin dibinde oturmuş ağlar bulmuş ve: “Niçin ağlıyorsun?” diye sormuştur. Hz. Mu’az: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam’dan işitmiş olduğum bir hadis sebebiyle” demiş ve Resûlullah aleyhissalatu vesselam’ın hadisini okumuştur: “Şurası muhakkak ki riyanın azı dahi şirktir. Kim Allah’ın velisine düşmanlık yaparsa şüphesiz Allah ile savaşmaya çıkmış olur. Allah itaatkar, takva sahibi ve halktan uzak duran öyle (kendi halinde) kullarını gerçekten sever ki, onlar görünmedikleri zaman aranmazlar (ehemmiyet verilmedikleri için, yoklukları kimsenin dikkatini çekmez), hazır bulundukları zaman (da meclislere, ciddi meşguliyetlere) çağırılmazlar, tanınmazlar. Kalpleri pırıl pırıl hidayet kandilleridir. (Onları hiçbir şey şekke şüpheye atamaz.) Her müşkil meselenin, ağır belanın altından kalkarlar.”