Ümeyye İbnu Ebi’s-Salt, Beni Gıfarlı -isminde zikrettiği- bir kadından nakleder ki, kadın şöyle demiştir: “Resûlullah aleyhissalatu vesselam, beni devesinin döşüne serilen örtünün üzerine bindirdi.” Kadın devamla der ki: “Allah’a yemin olsun, sabahleyin indi ve deveyi ıhtırdı. Ben de terkiden indim… Örtüde benden bulaşan kan vardı. Bu benim ilk hayız kanım idi. Görünce deveye doğru sıçradım ve utandım.. Resûlullah aleyhissalatu vesselam bendeki bu hali farkedip, kanı da görünce:

“Neyin var? Belki de hayız oldun?” buyurdular. Ben “Evet!” dedid. Resûlullah aleyhissalatu vesselam: “Öyleyse (hayız görenlerin tedbirlerine başvurarak) kendine çekidüzen ver. Sonra da bir su kabı al, içerisine tuz at. Sonra örtüye değen kanı yıka, sonra bineğine dön!” ferman buyurdular.

Resûlullah aleyhissalatu vesselam Hayber’i fethettiği zaman ganimetten bize de bağışta bulundu.

(Ümeyye Bintu Ebi’s-Salt) der ki: “(Gıfarlı sahabiyye), suyuna tuz katmadan hayız kanını yıkamazdı. Öldüğü zaman cenazesinin yıkanacağı suya da tuz atılmasını vasiyet etmiştir.”

Ebu Davud, Taharet 122, (313).
?..