Bir diğer rivayette şöyle gelmiştir: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam): “Deveyi bana bir okiyye’ye sat” dedi. Ben: “Hayır” dedim. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) ısrar ederek: “Onu bana bir okiyye’ye sat” dedi ben de sattım fakat evime kavuşuncaya kadar binme şartını koştum. Medine’ye gelince, teslim etmek üzere deveyi Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)’a getirdim. Bana parasını hemen ödedi. Ben oradan ayrıldım. Arkamdan birini göndererek: “Esasen senin devene müşteri değilim, sen deveni geri al artık, o yine senin olsun” dedi.

Bir diğer rivayette: “Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) hayvanın sırtını Medine’ye kadar bana iade etti” denir.

Bir diğer rivayette: “Medine’ye kadar sırtı senin” denir.

Bir diğer rivayette: “…Medine’ye kadar sırtını şart kıldı” ifadesi vardır. Buhari der ki: “Şart kılma ifadesi rivayetlerin çoğunda yer alır. Sahih olan da budur.”

Bir diğer rivayette: “Deveyi, dört dinara (sattım)” denir. Bu, dinarın on dirhem hesabından bir okiyye yapar. Diğer bir rivayette “Bir okiyye altın’a” denir. Diğer bir rivayette “ikiyüz dirheme” denir. Bir diğer rivayette “dört okiyye’ye” denir. Bir diğer rivayette “Yirmi dinara” denir.

Bir diğer rivayette: “Medine’ye geldiğim zaman dikkatli ol hanımın hayızlı olabilir” buyurdu. Bu rivayette “Akşam vakti Medine’ye geldim. Mescide uğradım. Resûlullah (aleyhissalatu vesselam)’ı orada mescidin kapısında buldum. Bana “Şimdi mi geldin?” diye sordu. “Evet!” dedim. Bana: “Deveni bırak, içeri gir, iki rek’at namaz kıl!” buyurdu. Ben hemen girdim, namaz kıldım ve döndüm. Hz. Bilal’e emrederek bana bir okiyye tartmasını söyledi. Bilal derhal tarttı ve biraz da fazla koydu” denir.

Bir diğer rivayette Cabir (radıyallahu anh) der ki: “(Evimize) girmek için gittiğim zaman, Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) şöyle uyardı: “Biraz ağır olun, evlere geceleyin girelim. Böylece, saçı başı dağınık olanlar taranır, gurbette kocası olanlar etek traşı olurlar.”