Abdurrahman İbnu Muaz (radıyallahu anh) anlatıyor: “Biz Mina’da iken Resûlullah (aleyhissalatu vesselam) bize hitab etti. Kulaklarımız öylesine açıldı ki, sanki her ne söylese bulunduğumuz yerden (rahat) işitiyorduk. Bir ara, halka menasikini öğretmeye başladı. Böylece taşlama yerine kadar geldi. (Konuşurken) şehadet ve orta parmağını (kulaklarına) koymuştu. (Atılacak taşların nohut büyüklüğündeki) fırlatma taşı olduğunu söyledi. Muhacirler’e emrederek Mescid’in ön kısmında konaklamalarını, Ensar’a da Mescid’in arka kısmında konaklamalarını söyledi.”,

Ravi der ki: “İşte bundan sonradır ki herkes (bineklerinden inip) yerleşti.”

Ebu Davud, Menasik 70, (1951); Nesai, Hacc 189, (5, 249).
?..